Roma belli başlı gezilmesi gerekenler listesi vardır ama ben burada sizlere doya doya Roma ruhunu nasıl içinize çekeceğinizi anlatmak isterim. Roma resmen bir açık hava müzesi gibi biz turistlere kucak açarken, orada yaşayanlar için de ilginç bir şehirde milyonlarsa insan la yaşama fırsatı sunuyor. Diğer yazılarımda dediğim gibi, şehirde inanılmaz bir turist yoğunluğu var. Ve bu yoğunluk Orada yaşayanlar için iyi bir geçim kaynağı oluyor. Dolaşa dola bitiremezsiniz Roma’yı. En az 3 kere gelmiş olduğum halde, Roma her seferinde bana farklı bir sürprizle karşılıyor. Başlıca sıralamak gerekirse de;
- Kolezyum
- Panteon
- Trevi Çeşmesi (Aşk Çeşmesi)
- Novano Meydanı
- Roma Forumu
- Borghese Galerisi
- İspanyol Merdivenleri
- Spagna Meydanı
- Palatino Tepesi
- Archbasilica Of St. John Leteran
- Santa Maria Maggiore Bazilikası
- Kutsal Melek Kalesi (Castel Sant Angelo)
- Capitol Tepesi
- Capitoline Müzesi
- Venezia Meydanı
- Barberini Meydanı
- Popolo Meydanı
- Appian Yolu
- Konstantin Takı
- Circus Maximus
- Caracalla Banyoları
- Vittiorio Emanuelle II Abidesi
- Navona Meydanı
- Dört Nehir Çeşmesi
- Campo De Fiori
- Roma Ulusal Müzesi
- Santa Maria In Aracoeli Bazilikası
- Da Vinci Craft’s Müzesi
- Arch Of Titus
- Trastevere
- Villa Borghese (Gökhan arkadaşımın tavsiyesi ile de, günün yorgunluğunu atabileceğiniz yegane mekan.)
İnanın bu liste uzar gider. Her seferinde farklı geliyor roma bana açıkçası. Şunu da belirtmem de yarar var; Bir tam gününüzü mümkünse Vatikan ve civarı için ayırın, bir gün Kolezyum ve civarı için ayırın. Diğer günlerinizi ise siz kendi belirtmiş olduğunuz rotalar ve gezeceğiniz yerler için ayırdığınızda göreceksiniz ki geçtiğiniz yerlerden tekrar geçtiğinizde Roma size her seferinde farklı görünmeye başlayacak. Şimdiden heveslendiğinizi hisseder gibiyim. Bir an evvel çantanızı toparlayın ve ilk fırsatta Roma’ya gidip yerinde görün bu yapıtları.
