Şehir mi? Ülke mi? İkilemde olan bu minicik ülkenin kocaman insanlarıyla tanışın. Vatikan dünyanın en küçük ülkelerindendir. Her ne kadar İtalya’da ki Roma toprakları içerisinde bir duvar ile ayrılsa da, kendi yönetim şekli, kendi postanesi var. Roma da yer alan Vatikan Hristiyan dünyasının merkezi olarak kabul edilmektedir. Kuruluşundan bu yana o kadar çok entrika dönmüş ki, bunlar adeta Vatikan’ın içerisinde bir sır olarak dış dünyadan kopuk bir şekilde her zaman saklanmıştır. En enteresan olayı ise; Zamanında Vatikan’da kadın papa seçilmesi olmuştur. Erkek egemen olarak konuşlanan bu monarşik sistem de kesinlikle kadın 2. Sınıf olarak görülmektedir. Daha sonradan hamile olup karnının şiştiğini öğrenildiği gibi papalığı düşürülüp yeni bir papa seçilmiştir. O günden bu güne kadar kadın erkek ayrımı yapılabilmesi işin papalarda testis testi denilen bir yöntem uygulanıp, papanın gerçekten erkek olup olmadığı öğreniliyor. Her neyse. Hristiyanlık ve papalığın ülkesi olan bu küçücük bölgede sanat eserleri ve mükemmel mimarisiyle adeta gözlerinize bir bayram getirecek kadar iyi planlanmış bir yer Vatikan. Vatikan’ın kurulduğu yer Aziz Petrus’un şehit edildiği ve defnedildiği yerdir.
VATİKAN’A NASIL GİDİLİR?
Aslına bakarsanız Vatikan bir şehir ülkesi olduğu için ulaşım konusu biraz enteresan. Roma’ya ulaşım sağlayarak ufak bir şehir turu yapıp yürüyerek ulaşım sağlamanız çok tercih edilen bir yöntemdir. Haricen Roma içerisinde ki A hattında ki metroya binip Ottaviano San Pietro – Musei Vaticani durağında inip oradan da sürü psikolojisine uyup çoğunluğu takip ederek 15 dakika bir yürüme ile Vatikan duvarlarına merhaba diyebilirsiniz.
VATİKAN’DA KONAKLAMA
Eğer ki bir sanatçı, arkeolog, din bilimci gibi mesleklerden birini yapmıyorsanız Vatikan’da konaklamanızın anlamı yok. Ama “Ben burada bir gece geçirmek istiyorum.” Derseniz de Vatikan size kapılarını açacak birkaç tane konak noktası bulabilmeniz mümkün. Ama uyarayım! Roma’da kalabilmek varken Vatikan’da iki kat para verip kalmak mantıksızlık gibi geliyor bana.
VATİKAN’DA NE YENİR?
Aslına bakarsanız ufacık bir ülke olduğu için burada yemek yemek ekstra masraf ve iki katı para harcamak anlamına geliyor. Yorulduğunuz veya ufak bir yemek arası vermek istediğiniz zaman hemen Vatikan civarına konuşlanmış restoranlardan veya sokak satıcılardan bu ihtiyacınızı karşılayıp geri dönebilirsiniz.
VATİKAN’DA GEZİLECEK YERLER
O kadar çok yer var ki anlatılması ve görülmesi gereken, her ne kadar küçük olmasının yanı sıra adeta bir müze ülkesi diyebilirim. Öncelikle dikkat etmeniz gerek nokta şu; kesinlikle ve kesinlikle erkekler için kısa şort yakası baharı açık t-shirtler, bayanlar içinde kısa etek, yine dekolteli giyişiler giymemeniz olacaktır. Bu şekilde geldiğiniz de Vatikan sınırları içerisinde dolaşan birçok kişiden uyarılacağınızı unutmayın. Hatta üzerinize mutfak önlüğü gibi bir şeyler bile verebilirler. Bu tarz tatsızlıklara karşılaşmamak için giyim kuşamınıza önem göstermenizi öneririm. Başlıca sıralayacak olursak;
- Saint Pietro Meydanı
- Saint Pietro Bazilikası
- Sistine Şapeli
- Vatikan Müzesi
- Vatikan Bahçeleri
Bu kadar az olması sizi yanıltmasın. Dolaş dolaş bir tam gününüzü alır bu yerler. Özellikle dünyanın en büyük müzelerinden olan Vatikan Müzesi’ne kesinlikle gitmenizi tavsiye ediyorum. Her kültürden bir parça bulabilirsiniz. Uyarayım! Müze girişinde inanılmaz bir kuyruk oluyor. Bu kuyruğa yakalanmadan evvel online olarak biletinizi alıp, aldığınız biletin bir çıktısı ile direkt geçiş sağlayabilirsiniz. Online bilet almak için burayı kullanabilirsiniz.
KÜÇÜK HATIRLATMALAR
- Su ihtiyacınızı San Pietro meydanında bulunan çeşmelerden ücretsiz olarak sağlayabilirsiniz. Doya doya su için ve keyfinize bakın. WC ihtiyacınıza da gerek müze olsun gerekse de bazilikanın içerisinde olsun ücretsiz olarak sağlamanız mümkün.
- Müzeye giriş yapacaksanız yılın belirli aylarında gece turları düzenlenmektedir. Bu gece turları her zaman daha iyi olduğuna dair, gerek Türkçe gerekse de yabancı dilde çok iyi olduklarına dair yazılar mevcut. Ben gündür turu yapmıştım. Özellikle gece turu yapacaklara dolunayda yapmalarını tavsiye eden birçok yazı buldum.
- Müze her ayın son Pazar günü bedava. Bu bedava kelimesi size gayet uygun gelebiliyor ama şunu da unutmamanız gerekir. Bedava olduğunu düşünen bir tek siz değilsiniz. İnsan selinin ortasında kalmamanız için planınızı buna göre yapınız.
- Vatikan müzesinde ayaklarınız patlayana kadar dolaştıktan sonra, “Ne yapayım? Nerede oturup dinlenebilirim?” gibi sorular ile kafanızı karıştırmayın. Bir çok noktada Roma’da olduğu gibi küçük kafeler mevcut. Tabi fiyatları Roma’da olduğu gibi değil ama ufakta olsa bir latte alıp 10 dakika mola vermenize değer.
- Bazilikaya girmeden evvel kuyruğu görünce şoka girmeyin. Beklemenizin sonunda emin olun bu beklemeye değdiğini göreceksiniz. En yukarıya çıkabilmek için okları takip edip gerekli ödemeleri yapmanız yeterlidir. Ayrıca bazilikanın içerisinde Vatikan Hazineleri gibi bir ufak müze var. Burada fotoğraf çekmek yasak, ama buraya girmenizi tavsiye ediyorum. İnanılmaz mücevherler ve altından eşyaları görmeniz mümkündür.
- Roma Pass vatikan içerisinde geçmiyor. Buna istinaden kartınızı akıllıca kullanın. 3 Gününüzü dolu dolu kartınızı kullanaraktan geçirin Vatikan’ı ya ilk sıraya alın, yada en son gününüze eklemeniz yararınıza olacaktır.
- Her ne kadar ülke statüsünde olsa da Roma ile ortak para birimini kullanıyor. Ülke içerisinde Euro kullanılıyor.
- Vatikan’da hediyelik eşya dükkanlarına ve çok özel eşyalara rastlamanız mümkün. Dünyaca ünlü ressamlar düşünürlerin minik hediyelikleri bulmanız mümkündür. Ama şunu da söylemek isterim ki, Vatikan içerisinde hediyelik almak son derece pahalı. Biraz araştırma ile almak istediğinizi Vatikan sınırları dışarısında konuşlanmış hediyelik eşya dükkanlarında biraz araştırma ile bulmanız mümkündür.
- Vatikan içerisinde kesinlikle alkol tüketmek yasaktır. Ciddi anlamda uyarılar ve yaptırımlarla karşılaşmamanız için alkol ile giriş yapmayınız.
- Türkiye’den ve dünyanın herhangi bir ülkesinden vize istemiyor. Ama İtalya’ya giriş için bazı ülkelerden vize istediği için, direkt ulaşım olamadığından mecbur Schengen alınması gerekmektedir.
Daha anlatılması gereken o kadar çok şey var ki. Burada sabaha kadar yazı yazsak bitmez. Bazilika başka bir heyecan, müze bambaşka bir heyecan. Ama şunu belirtmek isterim. Benim 1 günümün tamamını aldığı halde pişmanlık duymadığım nadir yerlerden diyebilirim. Yine olsa yine giderim. Ki sizin de gitmenizi tavsiye ederim bu muazzam güzellikteki ülkeye. Şimdiden heyecanınızı hisseder gibiyim. Sağlıcakla kalın.