Paris! Belki de Avrupa’nın en görkemli binalarının, sanatsal ve kültürel aktivitelerinin ultra lüks mağazalarının revü kızlarının cenneti diyebilirim. Paris benim için bir hayalden ibaret gibi adeta. Paris’te her yaştan turist ve gezgin için mutlaka yapılabilecek bir şey vardır. Demir Leydi’siyle, Lourve Müzesi’yle adeta ikon haline gelmiş bir çok yapıt yer almaktadır. Aslında Paris’e gelmeden evvel çılgınlar gibi araştırma yapmaya gerek var. Her ne kadar çok araştırma yapsanız dahi her zaman yeniliklerle karşılaşacağınız aşikar bir durumdur. Paris’e benim gitmem çok enteresan bir durum çerçevesinde gelişti. Normalde İtalya turu yapacaktım. Paris’te yaşayan bir arkadaşım kendisini ziyarete gelmemi istemişti. Bende kendisini kıramayıp rotamı Paris’e çevirdim. Tabi gitmeden evvel sözlükleri, blogları talan ettim denilebilir. Ama yine de şehrin sokaklarını doyasıya random dolaşmak insana her daim huzur veriyor. Benim için başka bir yeri vardır Paris’in. Şanzelize’den Eyfel Kulesine yürümek her daim huzur vermiştir bana. Tekrar tekrar sıkılmadan gideceğim şehirlerdendir Paris.
PARİS HAKKINDA
Kısaca Şehirden bahsetmek gerekirse; Şehir Fransa’nın başkenti olmakla beraber nüfusu 2 buçuk milyonu aşkın kişinin yaşadığı. Modanın başkenti denilebilecek, sokaklarında her ülkeden insan bulabileceğiniz turist mıknatısı gibi bir şehirdir burası. Dünyada Londra’dan sonra en çok turist gelen ülke olarak yer almaktadır. Öncelikle önyargılarınızı kırmanız gerekir bu şehir için. Şehir efsanelerini illa duymuşsunuzdur; “Fransız’lar İngilizce bildiği halde insana yadım etmezler!!!” Yok arkadaşım böyle bir şey. Son derece kibar ve kültürlü insanları var bu şehrin. Şehrin büyük çoğunluğu İngilizce biliyor ver çok ta yardım severler. Turist yoğunluğu çok fazla olduğu için nerdeyse dediğim gibi herkes İngilizce biliyor.
BU ŞEHRİ DİBİNA KADAR SOLUYUN!
O kadar muhteşem bir şehir ki her köşesi sizi sürprizlerle karşılıyor. Her köşe başında mutlaka bir sokak satıcısı veya gösteri yapan birilerine karşılaşmanız çok normal. Alın bir şişe şarap sevdiğiniz bir dostunuzu veya gönül arkadaşınızı takın kolunuza oturun Eyfel’in gölgesine tadını çıkartın yaşamın. Tekrar doğduğunuzu hissedin. Kalabildiğiniz kadar çok kalın derim. Her ne kadar 4 gün ideal olsa da daha fazla yavaş yavaş, sindire sindire dolaşın sokaklarında Paris’in
FRANSIZ MUTFAĞI
Bizim mutfağımızdan son derece farklı olan bir ağız tatları var Fransızların. Yine de burada dünya mutfaklarından naçizane ürünler tatmanızda olasıdır. Dünyanın en iyi restoranlarına bu şehirde de rastlayabilirsiniz. Güzel bir köşe başı kafesinde kahvenizi yudumlarken yan masanızda alkolde tüketilen bir yer olduğunu fark edebilirsiniz. Bunlara Brasserie deniliyor. Kafe-Bar tarzı işletmelerdir ve Paris’te önemli bir yer almaktadır. Paris, dünyada sınırlı sayıda bulunan 3 yıldızlı Michelin restoranlarının büyük bir bölümüne ev sahipliği yapıyor. Şehrin restoran kalitesini buradan anlayabilirsiniz. Bu kadar lüks sizin gözünüzü korkutmasın her bütçeye uygun bir yemek yeme yeri bulabilirsiniz. Sayfalar dolusu yazı okumamanız için size biraz daha detay vermek istedim. Normalde “Ben domuz yemem” diyenlerdenseniz bu şehirde restoranlarda pek şansınız yok diyebilirim. Nerdeyse her restoranda domuz ürünü ve katkısı kullanılıyor. “Ee Mc Donalds’a gider burger patates yerim o zaman” Der gibi duydum biraz. Şunu da belirteyim o zaman. Sorduğum birkaç soru ile bu tarz restoranlarda patateslerin domuz yağı katkısı ile pişirildiği ve çoğu üründe de domuz katkısı kullanıldığını öğrendim. Domuz yemeyecekseniz detaylı bir araştırma yapmanızı tavsiye ederim. Domuz konusunu geçtiyse denemenizi tavsiye ettiği Fransız mutfağı ürünlerinden “Escargots a la Bourguignonne” isimli salyangoz yemeğini, “Moules Mariniere” midye yemeğini ve “Coq au Vin” isimli horoz etinden yapılan tatlarını denemenizi de tavsiye ederim. Genellikle öğlen yemekleri fiks menü olarak sunulur. Ortalam olarak akşam yemekleri de şaraplı olursa 50€ ile 250€ arasında değişmektedir. Travelciler ve gezginler için tavsiyem de franprix isimli küçük köşe başı marketlerinde sandviç dolabına göz atmanızı tavsiye edebilirim. Ortalama 5€ ile 10€ arasında doyabilirsiniz. Diğer yandan Şanzelide ki Laduree’a uğrayıp makaron alabilirsiniz.
PARİS’TE KONAKLAMA
Konaklama konusunda öncelikle uyarılarım olacaktır. Belirmek isterim ki bu şehir bildiğiniz şehirler gibi değildir. Neredeyse harcamanızın yarısını konaklamaya verebilirsiniz. Şehirde çok fazla turist olduğu için konaklama ücretleri de bir o kadar da yüksektir. Ortalama bir gecelik 40€ dan başlayıp deli gibi rakamlara çıkabiliyor. Ama turist yoğunluğunu karşılayabilmek için de bir o kadar fazla konak noktası mevcuttur. Şehir merkezinde ki oteller, hosteller ne kadar pahalı olursa olsun kesinlikle benim size tavsiyem şehir merkezinden biraz uzaktaki bölgelerde kalmanız olacaktır. Ulaşım konusu Paris’te son derece gelişmiş olduğu için bir yerden bir yere gitmenizde sıkıntı olmayacaktır.
Hayaller şehri Paris sizin için hayal olmasına hiçbir zaman izin vermeyin. Şimdi bir karar alıp en yakın tatilinizde bir Paris bileti alın ve bu muhteşem şehrin tadını çıkartın. Ulaşım Gezilecek Yerler ve Gece Hayatı konularını diğer yazılarda bulabilirsiniz. Au Revoir!