Yaz anıları canlandı değil mi başlığı görünce? Sevdiğim destinasyonlardan bir tanesine fırsat buldukça ziyaret etmeye çalışıyorum. Malum ki her zaman Midilli’ye gitme fırsatımız olmayabiliyor. Bende buna yakın noktaları sizler için keşfediyor ve kaleme alıyorum. Bozcaada’nın benim için her zaman yeri farklı olmuştur. Yeri geldi kamp attım yeri geldi otelde konakladım yeri geldi arkadaşlarda konuk oldum. Ama fırsat buldukça da ziyaret etmeye zaman ayırdım. Nedir ne değildir gibilerinden kafalarınızda sorular oluştuğunun farkındayım ve bunları cevaplamak için bu yazıyla sizlerle beraber buluştum. Şimdi ufak ufak başlayalım bu küçük adayı keşfetmeye.
BİR ZAMAN İÇERİSİNDE BOZCAADA
Ada Çanakkale boğazının hemen girişinde olduğundan dolayı tarih boyunca çok önemli bir stratejik noktadır. Türkiye’nin en büyük 3. adası olmakla beraber, ege denizinin gökçe adadan sonra ikinci büyük adasıdır. Tabi hal böyle olunca her zaman bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Bölgede yaşayan Troya’lılar savaşlar döneminde adayı bir savaş limanı olarak kullanmış ki en akıllı savaşsal taktik bu olmuştur. Ada uzunca bir süre Troya’nın önemli bir askeri üstü olmuştur. Ada bir dönemde İyon’ya ayaklanmasından sonra Perslerin himayesinde daha sonrada Romalıların egemenliğine bağlanmıştır. Türklerin adaya ilk ayak basması ise 1328 yıllarına kadar dayanmaktadır. Ana kara bölgesine hakim olan Aydın Oğulları İzmir’i fethinden sonra ufak bir filo ile gelen Bizanslılar adayı yamalaması ile devam eden sürekli bir el değişim söz konusudur.
Osmanlı döneminde ise ada en büyük ticari limanlarından gümrük noktalarından bir tanesi haline gelmiştir. Ama daha evvelinde ise Bizanslılar ticari öneme sahip bu adayı askeri yardımlar karşılığında Venedik ve Cenevizlilere devretmişlerdir. O dönemde Bizans İmparatorluğu çöküş halindeydi ve askeri güce ihtiyaç vardı. Karşısında hızlıca devleşen bir Osmanlı İmparatorlu vardı sonuçta. Osmanlı İmparatorluğu adayı ele geçirişi 1455 yıllarına dayanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet Gökçe ada ile birlikte burayı ele geçirip Osmanlı Donanmasının ikmal üstü olarak kullandı.
Yakın tarihten biraz bahsedecek olursak eğer; Bozcaada Çanakkale savaşı sırasında Birleşik Krallık ve Fransa kuvvetleri tarafından bir müddet işgal edildi ve adanın geçmişi boyunca olduğu gibi burayı lojistik destek için kullandılar. Bozcaada Lozan Barış antlaşması ile birlikte 1923 yılında Türkiye Cumhuriyetine bırakılarak 20 Eylül gününde tamamen Türk egemenliğine teslim edildi.
BOCZAADA’DA KONAKLAMA
Hım nasıl desem ki. Ada ya ne olur ki demeden evvel bi dinleyin. Tüm alternatifleri ile en ucuz konaklamayı nasıl yapabilirsiniz onu anlatacağım sizlere. Şimdi ada sezon sezon fiyatlarda değişiklik olmaktadır. Bunların etkenlerinin en başında adada ki lokasyonlar gelmektedir. Ada malum öyle kocaman bi coğrafya beklememek gerekir. Her şey bir bölgede toplanıldığından dolayı yerleşim yerleri birbirine iç içe ve sınırlı sayıda butik otel olması bunların en büyük etkenlerinden. Yüksek sezonda sizler gibi adada konaklamak isteyen bir sürü insan olacağından dolayı fiyatlar arz talep dengesine oranlar yüksek olacaktır. Tamam bunu aştığımızı farz edelim. Diğer bir sorun ise rezervasyon olacaktır. Ada Alaçatı’dan sonra en çok turist çeken noktalardan biri haline gelmektedir. Bunu erken rezervasyonlar ile neredeyse 6 ay evvelinden yapılan ödemeleri de eklediğimizde ise yapabileceğiniz şeyler çok sınırlı oluyor. Ya büyük şansınız olması gerekmektedir, ya da yüksek fiyatlar ödemeyi göze almanız gerekecektir.
Haydi birde ucuz olana bakalım. Adada yer bulamadınız ama adayı da doyasıya gezmek istiyorsanız yapmanız gereken bir şey kalıyor. Adaya yakın ana kara üzerinde konaklamak. Ana kara olunca fiyatlar neredeyse %600 gibi bir indirim oluyor. Kim istemez ki. Ada da bir geceliğine neredeyse 300₺ – 800₺ gibi rakam verirken ana karada bu rakam 75₺ – 150₺ arası değişmektedir. Sizler için alternatif olması için şöyle bir bilgide vereyim. Geyikli merkezinden yaklaşık 3-4 dakika uzaklıktaki Dalyan köyü yakınlarında inanılmaz güzel denize sıfır oteller var ve son derecede ucuzlar bilginiz olsun. Değerlendirmek isteyenler için de bir püf nokta olsun bu.
BOZCAADA YEME İÇME
Hımmm burnuma güzel kokular geliyor resmen. İnceden birde müzik sesi geldiği zaman amaaaann değmeyin keyfime. Gündüzü olduğu kadar geçeside güzel olan bu adada güzel lezzetler sizleri bekliyor adeta. Keyfinizi arttırmak için neler yapılır neler yenir hemen sıralayalım. Şöyle bir durum var! Sizlere nereye gitmeniz gerektiğini söyleyecek değilim. Sonuçta zevkler ve renkler tartışılmaz. Ama neler yiyip içeceğinizi söyleyebilirim. Bunları tatilinizin en güzel anlar geçirmenizdeki etkenler olduğunu unutmayınız.
Güne kahvaltı ile başlamak isteyenlerin seçenekleri ile başlayalım. Ada adeta bir üzüm cenneti olduğundan dolayı üzüm ve ürünlerini söylememek olmaz. Adada çok lezzetli üzüm pekmezi yapılmaktadır. Giderken bile yanınıza alabilirsiniz. Reçel konusunda da son derece başarılılar. Özellikle üzüm ve gelincik reçelini denemenizi isterim.
Ada olduğundan dolayı deniz ürünleri de son derece zengin. Neredeyse her türlü deniz mahsulünü bulabilirsiniz. Bırakın birde çok güzel yapıyorlar. Deniz ürünlerinden denemenizi istediğim lezzetlerden bir tanesi ise ahtapot olacaktır. Midilli’den sonra yediğim en lezzetli ahtapot burada oldu bilginiz olsun. Iyyyy demeden evvel bir kez deneyin müdavimi olursunuz resmen.
Tam merkezde bir kalabalık göreceksiniz. Tamam mekan ismi vermeyeceğim dedim ama burasını vermemek büyük ayıp olur. Belediyenin işletmesinde olan “Çınar Altı” gün içerisinde birkaç defa gelip taptaze çayınızı yudumlayacağınız yer olacaktır. Belediye işletmesi olduğundan dolayı da öyle uçuk fiyatları yok.
Alaçatı gibi burasının da kurabiyeleri son derece lezzetli. Herkesin elinde bir pastane poşeti görebilirsiniz. Hemen kafalarda listeye kurabiyenin eklendiğini görür gibi oldum. Buralara kadar gelmişken bu mis gibi taze kurabiyelerin tadına bakmamak olmaz ama değil mi? Bakın şöyle yapabilirsiniz. Adadan ayrılırken bir kese kağıdına bi kaç porsiyon kurabiye alın. Geçin efenm çınar altına alın çayınızı anın tadını çıkartın derim. Çok ta keyifli oluyor bilginiz olsun.
Şimdi en güzel kısma geldik. Eee ne dedik? Balık dedik, üzüm dedik, şarap dememek büyük terbiyesizlik olur sanırsam. Adanın neredeyse her yeri üzüm bağı. Şarapçılık oldukça gelişmiş buralarda. Envayi çeşit şarabı bulabilirsiniz. Zaten bulmama gibi bir şansınız yok. Her köşe başında bir şarap evi mevcut. Benim en keyif aldığım şarap evi ise “Tenedio Wine House”. Konumunu şuraya bırakıyorum sizler için. Buranın en güzel kısmı şu belirteyim. Bi şişe şarap alıyorsunuz. Akşam serinliğinde yol kenarına atılmış minderlerin üzerine seriyorsunuz kendinizi. İnceden bir de müzik, biraz da peynir varsa tanına doyulmaz. Kesinlikle çok keyifli vakit geçireceğinizden emin olabilirsiniz.
Diğer seçeneğimiz ise ekonomi severler için gelecektir. Mis gibi deniz havası alıp, bol bol yüzdükten sonra karnımızın iyice acıktığını fark etmiştim. Biraz yerli halk ile muhabbet ettikten sonra en makul nerede yiyebileceğimi öğrendim. Hem çok lezzetli hem de gayet güzel bir lokanta. Sanırım adada ki en ucuz yeme içme yerini bulmuş ta olabilirim. Ayazma yoluna giderken sağ tarafta kocaman bir açık bahçesi olan bir lokanta var denemenizi tavsiye ederim.
BOZCAADA’DA GÖRÜLMESİ GEREKİLENLER
Şimdi küçücük ada dedim ama yapılacak atraksiyonlar bolca mevcut. Hepimiz tatile, eğlenmeye geldiğini farz edersek çok ta güzel bir liste hazırladığımı düşünüyorum. Yapılacaklar listesi olarak görmeyin lütfen. Bu sadece ada içerisinde görülmesi gerekilen lokasyonların bilgileridir. Haydi zaman kaybetmeden başlayalım.
BOZCAADA KALESİ
Bozcaada’ya feribot ile yaklaşırken sizleri ilk selamlayacak olan yapı Bozcaada Kalesi olacaktır. Kalenin kimler tarafından yapıldığı hala bir muamma. Kimler yaptı kimse bilmiyor. Kale zamanında Fenikelilier, Cenevizliler ve Venedikliler tarafından da kullanılmıştır. Kale bu arada Türkiye’de ayakta duran en iki korunmuş kalesi olarak ta nam salmıştır.
MERYEM ANA KİLİSESİ
Bozcaada zamanında Rumlara ait bir yerleşim yeriydi ve haliyle Rum kültürüne hakim bir ada. İster istemez de zamanın içerisinden bizlere uzanan bir kolu yoluyor. Bunların en başında ise Meryem Ana Kilisesi yer almaktadır. Kilise halen daha ibadete açık olması Rum mahallesindeki yaşayanların tercih sebebi olmuştur. Kilise il yapılması Venediklilere kadar uzansa bile kapısında 1896 yılını yazmışlardır. Kilisenin içerisini gezmek isterseniz Rum mahallesinde Pazar günü yapılan kilise ayinine katılıp görebilirsiniz.
ALAYBEY CAMİ
Çocuk parkı karşısında, kırmızı kesme taştan yapılmış olan camidir. İnşa tarihi kesin bilinmemekle birlikte, 1700 yıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Caminin avlusunda ufak bir mezarlık bulunmaktadır. Burada 14 tane mezar vardır. Bunlardan biri Osmanlı’da sadrazamlık yapmış olan Halil Hamit Paşa’ya aittir. İbadete açıktır.
NAMAZGAH ÇEŞMESİ
Sadrazam Öküz Mehmed Paşa’nın Bozcaada’da yaptırdığı çeşmelerin en önemlisidir. Kesme tüf ve moloz taşla örülmüş kare planda, sarnıçlı bir çeşmedir. Kitabesinde 1703 tarihi görülmektedir.
AYAZMA MANASTIRI
Şehir merkezinden bir tık uzaklıkta bulunan manastır, Azize Agia Paraskevi adına yapılmıştır. Adını da Ayazma bölgesinden almaktadır. Manastırın etrafında çift oluklu bir çeşme, yaşlı çınar ağaçları ve tek katlı yapıları görebilirsiniz. Bölge her ne kadar şu anda “Ayazma” olarak anılsa da zamanında Yunanca “Hagiasme” olarak biliniyordu. Yani kutsal su. Rum Ortodoks cemaatine ait olan manastır, 1734 yılında tamamlanmış olup mimarı Manolaki Manolidis’tir. Sadece özel günlerde açık oluyor bilginiz olsun. Öyle her zaman gezebileceğiniz bir yer değildir. Manastırın altında ise bir dilek mağarası yer almaktadır.
GÖZTEPE
Sizlere bir ada üzerinde durduğunuzu hissettirecek noktadasınız. Adanın en yüksek noktası olan tepe deniz seviyesinden 192 metre yükseklikte bulunuyor. Tepenin en uç noktasında durduğunuzda kendinizi adeta bir geminin kaptan köşkünde gibi hissedebilirsiniz. Göztepe’ye çıkabilmek için henüz düzgün bir araba yolu bulunmuyor. Oldukça dik ve sadece bir arabanın sığabileceği bir patika bulunuyor. Araba sürüşüne güvenmeyenler için çıkılması baya bi riskli olabilir. Ama yukarıya çıktığınızda manzara sizi etkisiyle şaşkınlık içerisine sokabilir. Bu arada tepeye çıkmadan evvel zamanınızı iyi ayarlayın. Gün batımı çok güzel oluyor. Çıkmadan evvelde bir iki şişe şarap almayı unutmayın.
RUM MAHALLESİ
Nostaljik bir tur atmak ister misiniz? Rum mahallesi tam size göre diyebilirim. Bu bölgede bulunan her evin kapısının önünde rengarenk çiçekleri görmeniz aşikar. Mahallenin tam ortasında Meryem Ana Kilisesi ve Saat kulesi yer almaktadır. Zamanında bu bölgede bolca taverna ve meyhane yer almaktaymış. Şu an da ise kafe ve restoranların boy gösterdiği bölge turistlerin instagram fotolarını süslemektedir. Mahallede gezerken mutlaka sakızlı muhallebi yemenizi tavsiye ederim. Yanında gelincik şurubunu da unutmayınız.
POLENTE FENERİ VE RÜZGAR GÜLLERİ
Belki de hayatınızda seyredebileceğiniz en mükemmel günbatımını yaşamak üzeresiniz. Adanın batı burnu sizleri bekliyor. Oldukça zahmetli bir yolu var baştan söyleyeyim. Polente feneri 1861 yılında yapılmıştır ve fenere 17 adet kocaman rüzgar gülü eşlik ediyor. Yolun çok meşakkatli olmasından dolayı dünyanın ucundaki fener olarak lakap takıldığı da vardır. Gün batımının kızıllı ile denizin turkuazlığı muhteşem bir tablo çıkartıyor. Gitmeden evvel şarabınızı almanızı söylememe gerek yok sanırsam artık. Şunu ekstra olarak belirteyim. Ufak bir sandalye almayı unutmayı yoksa kayalıklarda oturmak durumunda kalırsınız.
ŞARAP FABRİKALARI
Şarapçılık taaa Venediklilere kadar uzandığı söyleniliyor. Bozcaada da üç eski şarap üreticisi bulunmaktadır. Haziran ayının son haftası düzenlenen Şarap Tadım Günlerinde fabrika turları düzenlenmektedir. Ayrıca yaz ayı boyunca Talay, Amadeus ve Corvus şarap fabrikaları talebe göre şarap yapımı ve şarapla ilgili detaylıca bir tur düzenliyorlar.
Oksijen Travel Bursa kalkışlı muhteşem bir tur düzenliyor ada için. Bozcaada Uluslarası Yerel Tatlar Festivalimiz ile lezzet severleri mutlu etmeye geliyor. Yıllardır adalı hanımlarımızın emeği ile bu zamanlara gelen Festivalimizde tekrar en sevdiğiniz ada yemeklerini sunmaya ve eğlenceli vakit geçirmeye hazırlanıyoruz. Sahan Mantı, Tavşan Yahni, Ada Usulü Etli Sarma, Cevizli Ada Baklavası, Mafiş, Lokma Tatlısı ve daha bir çok lezzet ile hem tatlı hem tuzlu severleri Festivalimize davet ediyoruz. Bozcaada’danın tarihinde Rum-Türk mutfağının harmanlanmasıyla oluşmuş yerel lezzetlerimizi deneyimlemeye ve bu lezzetleri yaratan değerli hanımlarımızla tanışmaya bekleriz.
BOZCAADA PLAJLARI
En güzel kısmını sizler için en sonra bıraktım. Buralara kadar gelmeden evvel illa duymuşsunuzdur. Pırlanta berraklığında efsane kumsallarının olduğunu. Bende sizle için ufak bir liste hazırladım. Hangi plaj nerede? Ne yapılır? Nasıl gidilir? Daha ne bekliyorsunuz? İncelemeye başlayalım.
AYAZMA PLAJI
Bozcaada denilince akla hemen burası gelir. Adanın en popüler plajı diyebilirim. Zaten adaya ayak basar basmaz minibüs şoförlerinin “Ayazma Plajı” diye bağırdığını göreceksiniz. Adanın güney kısmında yer alan bu plaj kristal parlaklığındaki denizi adeta sizleri büyüleyecek. Mükemmel temizlikte bir denizi var. Hele ki birde plajda ki kumları görün. Resmen sünger üzerinde yürüyormuş havası yaratıyor. Şahsi arabanız ile plaja gidecekseniz park konusunda sıkıntı olabilir. Yüksek sezonda herkes buraya gelmek için can atıyor.
Toplu taşıma ile gelecekseniz o konu daha rahat bilginiz olsun. Sabah saatlerinde 9:30 gibi seferler başlıyor. Akşam 10:00’a kadar devam ediyor. Plajın hemen yanındaki araç yolunun karşısında soyunma kabinlerini ücretsiz olarak kullanabiliyorsunuz. Ayrıca duş almak isterseniz de bozuk para ile çalışan duş bölümleri yer alıyor. Civarda bir de restoran bulunuyor. Deniz insanı yorabiliyor ve karnı acıkıyor insanın. Belirtmek istedim.
MİTOS BEACH
Burasını daha çok ada halkı için seçilmiş bir yer. Genellikle adalıların tercih ettiği plaj Ayazma Plajından sonra en popüler nokta. Plajda bir işletmede mevcut. İhtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Daha çok keşmekeşlikten kaçan, kafa dinlemek isteyen kişiler için bir nokta. Bilginiz olsun ayazma plajı gibi çok büyük bir yer değil erken gelip şezlong ve şemsiyenizi ayırtın. Bu arada şunu da belirteyim. Plajdaki işletme adanın en iyi işletmelerden birisi. Çeşme plajlarındaki işletmeleri aratmaz sizlere.
BEYLİK KOYU
Benim en çok beğendiğim plajlardan birisi burası. Ayazma plajı ile Akvaryum koyunun arasında kalıyor. Kimilerine göre saklı kalmış bir plaj. Ayazma plajına olan yakınlığından dolayı yürüyerek bile gidebilirsiniz. Ama şunu belirteyim plajda herhangi bir işletme yok. Bütün çıkınızı yanınıza almanız gerekecek. Koyun en büyük ilgi çeken şeyi ise o koca gemi. Hani o resimlerde gördüğünüz yer var ya!
Mercy God Gemisi
29 Aralık 2014 gecesi kuvvetli bir fırtınaya yakalanıp Beylik koyuna kadar sürüklenmiş ve burada karaya oturmuştur. Gemi 2250 groston ağırlığında ve suru soğan ile yüklüydü. İlk başta turistlerin büyük ilgisini çekmiştir. Fakat zamanla suda paslanma olduğundan dolayı 7 Nisan 2018 tarihinde parçalanarak plajdan kaldırılmıştır ve plaj yine eski bakirliğine kavuşmuştur.
HABBELE PLAJI
Ayazma plajını tercih ettiniz ama çok kalabalık. Meraklanmayın efenm. Habbele plajı tam sizlere göre. Bir çok yeme içme tercihinin olması, şezlong ve şemsiye kiralamak gibi seçeneklerinin olması bu plajı seçilebilir hale getiriyor. Ayazma plajına istinaden daha sığ bir denize sahiptir. Bundan dolayı da çocuklu ailelerin tercihi oluyor. Sizlere tavsiyem poyrazlı havalarda gitmeniz olacaktır.
ÇAYIR KOYU
Kim demiş Bozcaada’da sörf olmaz diye. Adanın kuzey tarafında yer alıyor. Bundan dolayı da plajda bol bol rüzgar mevcut. Ada merkezinden üzüm bağları arasından yürüme mesafesi ile 45 dakika uzaklıkta yer alıyor. 2015 yılında Avrupa Kite Surf Şampiyonasına ev sahipliği yapan plajda dediğim gibi bol bol rüzgar var. Poyrazdan esen rüzgar dalga severlerin tercihi haline gelmiştir. Aman yok ben beceremem demeyin. 3 günlük bir eğitimle sizlerde tek başınıza Kite Surf yapabilirsiniz.
AKVARYUM KOYU
Su altı yaşamının en hızlı olduğu noktadasınız. Cam gibi su ve canlı deniz yaşamı sayesinde ada da büyük popülerlik kazanmış durumunda. Bu plajda da maalesef işletme bulunmadığından yiyecek ve içeceğinizi yanınızda almanızda fayda var. Ha bu arada buraya gelirken mutlaka deniz gözlüğü ve şnorkel getirmeyi unutmayınız. Mermer Burnu’nda bulunan koyda sakin havalarda 4-5 metre aşağısını bile rahatlıkla görebiliyorsunuz.
TUZBURNU KOYU
Anakaradan bakıldığındaki en sol uç kısmı Tuz burun olarak biliniyor. Polente fenerinin bitiştiği kısımdır. Korunaklı ve keyifli bir deniz keyfi için tercih edebilirsiniz. Bölgede herhangi bir işletme olmadığından dolayı çıkınızı yanınıza almayı unutmayınız.
SULUBAHÇE PLAJI
İlla denize gireceksiniz arkadaş. Ayazma ve Habbele arasında yer almaktadır. Merkezden kalkan minibüsler sizleri buraya kadar getirecektir. Genellikle burasını adada yaşayan yazlıkçıların tercihi olmuştur. Etraftaki sitelerden veya yazlıklarından çıkan insanlar yakın diye hooop buraya damlıyor. Bölgede işletme olmadığını da bilgilendireyim. Fakat Ayazma plajına olan yakınlığından dolayı yiyecek içecek ihtiyacınızı bu bölgedeki işletmelerden karşılayabilirsiniz.
OVA KOYU
Varılması en zor koya nasıl gideceğiniz bir muamma açıkçası. Üzüm bağlarını aştıktan sonra çalıları geçmeniz gerekecektir. Ama inanın bana buna değer. Plajda tabi ki de işletme yok. Çıkınızı almayı unutmayın. Muhteşem denize karşı ayaklarınızı uzattığınızda hemen karşınızda Gökçeada eşlik ediyor olacak. O kadar temiz ki rüzgarsız havalarda resmen bir havuzda olduğunuzu bile sanabilirsiniz.
Bir Çanakkaleli olarak birkaç defa günü birlik gittiğim Bozcaada hakkında bu kadar detay ve güzel bir yazı okumamıştım. Kaleminize sağlık. Gitmek isteyenlerin çok yararlanacağı bir yazı.
Beğenmenize sevindim. Amacıma bir tık daha ulaştırmış olduğunuz beni.
Teşekkürler, çok bilgilendirici bir yazı olmuş. Biz aile olarak uzun yıllar önce Bozcaada’ya gitmiştik. Araçlar teknelere yükleniyordu o zaman, hatta tekne kapağına bile. Adada doğru dürüst kalacak yer de yoktu, havalandırması kötü bir otelde sabaha kadar tuvalet kokusu duyarak geceyi geçirmeye çalışmış, ertesi gün apar topar oradan kaçmıştık. Geçen süre içindeki değişimi yazınızda okudum. Tekrar teşekkürler