30 Kasım Cumartesi 2024
Ana SayfaMarmaraBursaTirilye Gezi Rehberi

Tirilye Gezi Rehberi

Gezgin dostlar herkese merhaba. Tarih içinde Misyalılar, Traklar, Antik Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından yönetilen kimilerine göre Zeytin Bağı kimilerine göre Tirilye adıyla tanılan naçizane sahil kasabasındayız.

TİRİLYE’NİN NAÇİZHANE TARİHİ

Tabelalarda farklı farklı isimler görürseniz kafanız karışmasın. Tirilye’nin adı 1909’da süikaste kurban giden Mahmut Şevket Paşa’nın anısına MahmutŞevketPaşa olarak değiştirilmiş ama halk Tirilye demeye devam etmiş. Bunun üzerine 1963 yılında “Zeytinbağı” olarak ismi tekrar değiştirilmiş. Bu isim de benimsenmeyince 2011’de tekrar Tirilye olmuş.

Bir tarafta tarihe tanıklık eden kültür varlıkları, bir tarafta zeytin ağaçları ve diğer tarafta Marmara’nın eşsiz maviliği ile keşfedilmemiş cennet köşelerden biri Tirilye.

Bölge, tarih boyunca Traklar, Romalılar ve Bizanslılar tarafından yönetildikten sonra, 1330 yılında Osmanlı egemenliğine girmiş. Fethedildikten sonra da çoğunlukla Rumların yaşadığı, zeytin, zeytinyağı ve balıkçılığı ile tanınan bir yerleşim yeri olma özelliğini korumuş. Burada üretilen zeytin öyle meşhurmuş ki İskenderiye’ye bile gönderiliyormuş.

Tarihi kayıtlara göre Tirilye’de 1908’de 820 hane bulunuyormuş. 19. yüzyılın sonlarında ise beldede 109 Türk ve 3,657 Rum’un yaşadığı biliniyor. Türkiye-Yunanistan arasında gerçekleşen Nüfus mübadelesinden sonra bölgedeki bütün Rumlar Yunanistan’a gönderilmiş. Tirilyeli Rumlar Yunanistan’da aynı isimde bir köy kurmuşlar. Onların bıraktıkları evlere de Yunanistan’dan gelen mübadil Türkler yerleştirilmiş. Günümüzde ise beldede hiç Rum yok.

TİRİLYE’NİN EFSANE HİKAYESİ

Tirilye ismi hakkında birkaç rivayet söz konusu. Kimileri, denizinde bol bol bulunan yörenin meşhur Barbun balığının Rumca ismi olan Triglia’dan geldiğini söylüyor. Kimileri ise İznik Konsülü sırasında Hristiyan camiasına fresk sokmaya kalktıkları için afaroz edilen ve buraya sürgüne gönderilen ‘3 Rahip’ anlamına gelen Latince Tirilye’den adını aldığını söylüyor.

İsmini aldığı 3 papazın hikayesi ise şöyle: 325 yılında Nikaia’da (İznik) toplanan Birinci Ekümenlik Konsülü İncil ile ilgili konuları incelemeye alır. Toplantıya katılanlar arasında görüş ayrılıkları doğar. Muhalifler arasında bulunan Aya Yani, Aya Yorgi ve Aya Sorti adlarında 3 papaz, başpiskopos tarafından aforoz edilir. Kendilerine inanan yoldaşlarıyla birlikte Tirilye’ye gelen bu üç papaz, Tirilye’de manastırlar, kiliseler kurarlar. Tirilye’nin adının da zaman zaman Mirzaoba Mahallesi yakınlarındaki Papazini denilen mağarada inzivaya çekildikleri de rivayet edilen bu üç papazdan geldiği söylenir.

TİRİLYE’YE ULAŞIM

Öncelikle üzülerek belirtmem gerekir ki bu sakin sahil kasabasına sadece kara yolu ile ulaşabilirsiniz. Haricen öncelikle Bursa’nın Mudanya ilçesine gelmeniz gerekmektedir. Mudanya Gezi Rehberi’ni incelediğinizde sizler için Mudanya’ya gelebilmenin ve ulaşım metotlarının inceliklerini bahsetmiş bulunmaktayım.

Farz edelim ki Mudanya’dasınız;

KENDİ ARACI İLE GELECEKLER İÇİN

Mudanya merkezinden 10 kilometre uzaklıkta olan sahil kasabasından buraya sadece bir yol vardır. Yıldız tepeyi geçer geçmez yolu takip ederek önce Kumyaka sonra Tirilye merkezine gelebilirsiniz. Bu kadar basit.

TOPLU TAŞIMA İLE GELECEKLER İÇİN

Mudanya merkezinde sizleri karşılayan şehir içi dolmuşlarından Tirilye veya Zeytinbağı minibüsüne binerek te bu güzel kasabaya gelebilirsiniz.

TİRİLYE’DE KONAKLAMA

Sokaklarda dolaşırken her yerde bulunan Rum konakları ilginiz çekecektir. Tirilye merkezinde bulunan denize karşı olan Restore edilip butik otel haline gelmiş Rum konaklarında kalabilirsiniz. Veyahut Yakın lokasyonda bulunan Tirilye’ye nazaran biraz daha hareketli bir yer olan Mudanya’yı tercih edebilirsiniz. Seçim sizin.

NERELERİ GEZİLİR?

Buranın küçük bir sahil kasabası olması sizleri yanıltmasın. Doya doya gezilecek o kadar çok yeri var ki. İsterseniz zaman kaybetmeden hemen gezmeye ve Tirilye’yi tanımaya başlayalım.

KUMYAKA BAŞ MELEKLER KİLİSESİ (TAXIARCHOI)

Kumyaka Mahallesi’nde bulunan Baş Melekler Kilisesi dünyanın en eski üçüncü kilisesi olarak biliniyor. 780 yılında inşa edilen bin 234 yıllık kilise, Taksiyarhon adıyla da anılıyor. Bizans İmparatoru IV. Konstantinos Porphyrogenetos döneminde 780-797 yılları arasında yapılan ve mülkiyeti özel şahsa ait olan Baş Melekler Kilisesi, bir süre önce İstanbul Fener’de bulunan Fener Rum Patrikhanesi’ne satıldı. Satın alma işlemini Bursa Metropolitliğine atanan Elpidophoros Lambriniadis gerçekleştirdi.

İstanbullu bir iş adamından satın alınan kilisenin anahtarının biri ise şimdilik mahalle muhtarına emanet edildi. Geçmişte akıl hastalarının tedavi edildiği de bilinen kilise, 1448 ve 1819 senelerinde tadilat gördü. Kilise, 1922 yılına kadar önemini korudu. Restorasyonu tamamlandıktan sonra bölge de Hristiyan cemaati şimdilik olmamasına rağmen ibadete açılması planlanıyor.

DÜNDAR EVİ (YUANNES KİLİSESİ)

Doğal güzelliklerinin yanında tarih kokan Tirilye’de Dündar Evi olarak bilinen Hagios Ioannes Rum Kilisesi (Yuannes Kilisesi) Kurtuluş Savaşı sonrasında Rumların bölgeyi terk etmesi ardından özel mülkiyete geçmiştir. 19. yüzyıl yapısı kilisenin üç katlı batı cephesi günümüzde konut olarak kullanılıyor. Doğal güzelliklerin yanında tarihi yapılara meraklıysanız Tirilye’yi mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Dündar Evi ana giriş, kemerli taş bir kapıdan binanın duvarlarında taştan oyma işlemelerle Bizans mimarisine özgü motiflere rastlanıyor. İbadet için ayrılan bölüm ise tek katlı olarak yapılmıştır. Binada kullanılan Roma dönemine ait bir mezar stelinde bir satırlık Latince bir yazı ile bunun hemen yanı başında erkek, kadın ve meyve tutan hizmetkâr figürleri bulunuyor. Tarihi yapıya ait pek çok fotoğraf yazıya eklenebilir fotoğraflar gerçeğinde hissedeceğiniz yaşanmışlıkları yansıtmaktan çok uzak kalıyor.

ZEYTİNBAĞI TAŞ MEKTEP

Tirilye’de doğan ve Yunanistan’da eğitim gördükten sonra Metropolit olarak Küçük Asya’ya (Türkiye’ye) dönen Chirisostomos tarafından 1904- 1909 yılları arasında yaptırılmıştır. Kıbrıslı Rum lider Başpiskopos Makarios’un eğitim gördüğü rivayet edilen bu okulda müdür olarak görev yapan Hrisostomos (Chrisostomos), daha sonra İzmir metropolitanı olmuştur.

Dönemin batı mimarisini yansıtan neo – klasik tarzda bir yapı olan Taş Mektep, Tirilye’de Rum nüfusun iyice azalması nedeniyle 1924’te yetim ve öksüz çocukların eğitimi için Darü’l-eytam okulu olarak hizmete açıldı. İlkokul ve ortaokul olarak 1986’ya kadar işlevini sürdüren bina, 1989’da boşaltıldı. Yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın önemli yapıları arasında bulunan Taş Mektepte, kültür derslerin yanı sıra marangozluk, demircilik gibi sanatlar da öğretildi. 1928’den sonra bina önce beş sınıflı yataklı bölge okulu, sonraları ise, yatılı kısmı kaldırılarak gündüzlü ilkokul olarak hizmete devam etti. 1986’da okul koruma derneğinin başvurusu üzerine Bayındırlık İl Müdürlüğü teknik elemanlarının yaptığı inceleme sonucunda Taş Mektep ’in çatısında, duvarlarında ve döşemelerinde sorunlar tespit edildi ve can güvenliği açısından sakıncalı bulunarak 1989’da boşaltıldı.

965 metrekarelik bir arsa üzerinde inşa edilen binanın batı cephesindeki bir taş üzerine oyularak yazılmış, “M. MYPIDHS APXITEKTWN 1909″ ifadesinden, Mimarın M. Myrides olduğu ve binanın 1909’da tamamlandığı anlaşılıyor. Taş Mektepte Mudanya Belediyesi tarafından 10 Haziran 2017 tarihinde düzenlenen tören ile restorasyon çalışmaları başlatıldı. Tam 28 yıl boyunca kaderine terk edilen Taş Mektep, tüm ihtişamıyla yeniden Bursa’ya kazandırılıyor.

PANAGİA PONTOBASİLİSSA KİLİSESİ (KEMERLİ KİLİSE)

Hristiyanlığın kadim dönemlerinde büyük ilgi gören Tirilye ve çevresinde çok sayıda görkemli kilise, manastır inşa edilirken, bu yapılardan birisi de Kemerli Kilisedir. Ortodoks dünyası için oldukça önemli olan Kemerli Kilise’nin sütunlarının Mısır’ın İskenderiye şehrinden getirildiği belirtilirken, yapının 13. yüzyıl sonunda yapıldığı biliniyor.

1676 yılında, Dr.J.Covel tarafından hazırlanan el yazması belgede, kilisenin Panagia Pantobasillissa’ya (Bakire Meryem’e) adandığı anlatılırken, Tirilye’deki bu önemli yapı, Dünya’da duvarlarına resim yapılan ilk kilise olarak  tarihe geçti. Kemerli Kilise, Panagia Pantobasilissa Kilisesi ve Trigleia Manastırı Kilisesi olarak da adlandırılıyor. Kemerli Kilise denmesinin nedeni, payandalar üzerindeki kemerlerden oluşmasıdır. Kemerler ve kubbesi 4 sütun üzerine yerleştirilmiş ve kubbeyi taşıyan sütunların üzerine süslü başlıklar konmuştur. Halk arasında Küçük Ayasofya olarak da bilinir. Yüksek bir kubbesi vardır. Yaptıran kişiyi ve yapıldığı tarihi tam olarak belirten bir kitabesinin bulunmaması nedeniyle, uzun yıllar boyunca değişik isimlerle anılmıştır. Kilisenin içi, dışına göre daha görkemliyken, motifler, resimler ve süslemeler göz alıcı bir görüntü oluşturuyor

Kilise 1855 depreminde büyük hasar görmüş, çan kulesi ve kubbesi yıkılmıştır. Mübadeleden sonra şahıs mülkiyetinde depo olarak kullanılan kilise, yıllarca metruk halde kalmış, bir süre önce İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin, Bursa Metropolitliği ’ne atadığı Elpidophoros Lambriniadis tarafından satın alındı. Bölgede şu an için Hıristiyan topluluk olmamasına rağmen restorasyondan sonra kilise olarak hizmet vereceği açıklandı.

FATİH CAMİ VE AVLULU HAMAM (HAGİOS STEPHANOS)

Tirilye’de bulunan Hagios Stephanos Kilisesi, şu an cami olarak hizmet veriyor. Yöremizdeki en eski ve özgün Bizans kiliselerinden biri olan tarihi yapı, 610-850 yılları arasından günümüze kadar gelen önemli Bizans mimarisi yapılarındandır. Kilise olarak inşa edilen mimari yapının ilk ismi Aya Todori olarak biliniyor. Kapısında bulunan yazıda Hicri 968, Miladi 1560 tarihleri bulunan kilisenin ismi, sonradan Fatih Camii olarak değiştirilerek kullanıma açıldı. Tarihin izlerini taşıyan bina Kenolakkus Manastırı Kilisesi adıyla da bilinir.

Girişinde Bizans stili sütun başlıklarına sahip yapının 19 metre yüksekliğinde kubbesi bulunuyor. Çift kademeli kasnağa oturan konik kubbesi binanın en gösterişli kısmıdır. 16. yüzyıl Osmanlı döneminde satın alınarak camiye çevrilmiş, bununla ilgili olarak Arap harfleri ile Osmanlıca yazılmış iki belge vardır. Bunlardan biri kilisenin batı cephesinde, giriş kapısı hizasında saçak altındaki kitabede yer alıyor. Caminin batısındaki avlu duvarına Hasan-İbn Ali adında bir şahıs tarafından bir çeşme yaptırılmıştır. 1855’teki şiddetli depremde, yapının minaresiyle kubbe ve güney duvarı hasar görmüş ve onarılmıştır. Temmuz 1920’de bölgenin Yunan ordusu tarafından işgali sırasında, yerli Rumlar tarafından bir süre kiliseye dönüştürüldüğü, ancak Eylül 1921’de buraya gelen Kral Konstantinos’un karşı çıkması üzerine yeniden cami olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.

AZİZ VASİL KİLİSESİ (YEMEKHANE)

Tirilye’deki kiliselerden birisidir. Çeşitli toplantılar için sosyal amaçlı kullanılan yapı, 19. yüzyılda kilise olarak yapıldı. Zemin üstü iki kat görünümlü binanın doğu cephesinde, yedi basamaklı yarım dairesel merdivenlerle çıkılan kapının bulunduğu yerde kilise apsisi bulunmaktadır. Bunun da üzerinde biri geniş, diğeri kesme taştan silme ve öteki de üçgen kenarlı olmak üzere üç pencere bulunmaktadır.

Kuzey ve güney cephelerindeki pencerelerin kenarlarına tuğla kemer konmuştur. Rumların nüfus mübadelesi ile gidişinden sonra, Taş Mektepte kalan Darü’l – eytam (öksüzler evi) öğrencilerinin yemekhanesi olarak kullanılmıştır. Aziz Vasil Kilisesi 1927 yılında, Darü’l-eytam kapanıncaya kadar yemekhane olarak kullanılmıştır. Daha sonrasında ise Tirilye’lilere sinema ve düğün salonu olarak hizmet etmiştir. 2008-2009 Yılları arasında gerçekleştirilen restorasyon sonrasında “Kültür Merkezi” olmuştur.

AYA YANİ MANASTIRI

Uzaktan bakıldığında küçük bir kaleyi andıran Aya Yani Manastırı, bugün özel mülkiyette bir arsada varlığını korusa da eski ihtişamını arayan yapılardan biri. Tirilye’ye 5 kilometre uzakta, toprak bir yol, zeytinliklerden ve günebakan tarlalarından geçerek ulaşılıyor Aya Yani’ye.

Kilise ismini Tirilye’nin adını verdiği söylenen üç papazdan biri olan Aya Yani’den almıştır. Antik liman kenti Kapanca’nın bir kilometre doğusundaki bu yapı, Ortodoksların hac yeri olarak bilinir. Yıllarca yıkıma ve tahribata uğradığından geriye çok az bir kısmı kalmıştır.  Aya Yani Manastırı içindeki kilise yıkılınca, 709 yılında Hagios Ioannes Theologos adına yeni baştan inşa edildiği söylenir.

Bizans döneminde İmparator V. Konstantinus tarafından yaktırılmış ve başrahibi başkente götürülmüştür. 755’de bu kez, IV. Leon Pelekiti kiliseyi yeniden ayağa kaldırmıştır. Bursa Başpiskoposu Klemendos’un 1652’de hazırladığı bir belgede, bu kilise ile ilgili bir kararı bulunmaktadır. 1794 yılına ait bir başka belgede ise kilisenin haklarının korunduğu belirtilir. Adı geçen bu kilise 1880 yılında kısmen yanmış ve sonradan tamir ettirilerek hizmete alınmıştır. 1922 yılına kadar faaliyet gösterdiği bilinen manastır ve kilisenin, o yıldan itibaren Rumların Yunanistan’a göç etmesiyle faaliyetleri durmuştur. Bakımsızlıktan metruk hale gelmiş ve yıkılıp dökülmüştür.

HAGİOS SERGİOS MANASTIRI (MEDİKİON MANASTIRI)

Hagios Sergios Manastırı ismiyle de anılan Medikion Manastırı, Tirilye’den Eşkel Limanı’na giden yolun üzerinde bulunuyor. Manastırın kuzeybatısında bir Rum Maşatlığı bulunuyor. İlk inşa edildiğinde Hagios Sergios’a adanan Medikion Manastırı, 11. yüzyılda ismi değiştirilerek şimdiki adını almış. İlk olarak 8. yüzyılda kurulduğu bilinen ve çiftlik olarak kullanılan manastırın yalnızca duvarlarıyla, her birinin ağırlığı 200 kilo gelen görkemli giriş kapıları günümüze kadar ulaşmış.

Kesin bir tarih verilmemekle birlikte 780 ile 810 yılları arasında inşa edildiği ileri sürülen manastıra başrahip olarak atanan Nikita’nın 824 yılında vefat edince manastıra nakledilerek gömüldüğü biliniyor. Güneydeki ana yola yakın, kasabanın hemen kenarındaki zeytinliğin içinde yer alan manastırın çok az bir kalıntısı günümüze ulaşabilmiştir. Kapı üzerinde iki kitabesi bulunmaktadır. Desenli ve süslü kitabesindeki tarihten 1801 yılında yapıldığını anlıyoruz. 1054 yılındaki başrahip Mikhael Psellos’un yazdığı mektuplarda kilisenin adı geçer. 1800 yılında önemli bir yangın geçirmiş, kitabesinden 1801 yılında tamir edildiği anlaşılmaktadır. 1889 yılına ait bir yazıda: “Dikdörtgen planlı yapının çatısı, sütunları yok, sahibince terkedilmiş bir han gibi” denmektedir.

TİRİLYE TARİHİ ZEYTİNYAĞI FABRİKASI

Tirilye’de zeytin hasadı zamanında sokaklar sıkılan zeytinlerin kokusuyla dolar. İsmi zeytinle özdeşleşen, ürünleri Osmanlı döneminde ABD’ye kadar ulaşan Tirilye’de bulunan tarihi zeytinyağı fabrikası da yılların yıpratıcılığına karşı meydan okuyor. Osmanlı döneminde sadrazamlar, yabancı büyükelçiliklere verilecek davetlerde büyükelçilerden ne yiyeceklerine dair bir liste isterler.

Her büyükelçinin kendi yemek listesinde vazgeçmediği yiyecek Tirilye zeytiniymiş. 1906 tarihli bir Salname’de “Başlıca üretimi zeytin, koza ve ev içi imalat sanayinden olarak çeşitli oda dokumalarından oluşmaktadır. Zeytin ürünü Doğu Rumeli ve Karadeniz kıyıları ile İskenderiye dolaylarına gönderilmektedir” yazar.

TABUT EV

Bu eve girenlerin bir hafta içinde açıklanamayan sebeplerle ortadan kaybolmasından ötürü yeraltından güçlerce yönetildiğine inanılıyor. Şaka, şaka! Yerliler sadece ince uzun tipinden ötürü böyle bir isim koymuşlar. İki sokağın arasına sıkışmış, 200 yıllık çok tatlı bir yapı. Ancak mülk sahibi evin yamaç mimarisinde güverte tipi bir ev olduğunu söylüyor. Bu hali ile bile epey ilgisini çekiyor insanların.

ESKİ POSTANE

1902 yılında yapılmış Eski Postane, kasabada bulunan en iyi binalardan biri. Alt katı taş, üst katlar ise ahşaptan yapılmış. Bu binada diğer birçok yapı gibi özel mülk durumda. Alt katında günümüzde buranın meşhur zeytincisinin dükkânı bulunuyor.

PERİLİ EV

Tabut ev olur da perili ev olmaz mı? Sokaklarda gezdikçe ilginç yapılarda karşınıza çıkıyor. Tabut eve de oldukça yakın bir yerde. Camları kırılmış, bakımsızlıktan harabeye dönmüş. Perili ev denilmesinin de takibi bir de hikayesi var. Hikâyeye göre bu ev karı koca öğretmen bir çift yerleşir. Hiçbir neden yokken bir hafta sonra evde garip bir şekilde ölü bulunurlar. Hiçbir gerekçe bulunamadığı içinde perilerin işi olduğuna inanılır.

Tirilye’nin sanılanın aksike insanların aklında köy burası ne var ki? Gibilerinden soru işaretleri oluşabilir. Ama zamanında büyük bir yerleşim yeri olan Tirilye’yi beraber tanıdık. Umarım en kısa sürede sizde burayı gezme fırsatı yakalarsınız. Bu arada Tirilye ile alakalı videomu’da “Az Gezen” Youtube kanalından izleyebilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

ŞEHİR PUANLARI

Turist Yoğunluğu
Doğal ve Tarihi Güzellikleri
Lokal Yemek Lezzetleri

EN SON EKLENELER

BAĞLANTIDA KALIN

594BeğenenlerBeğen
5,476TakipçilerTakip Et
2,660AboneAbone Ol
Gezgin dostlar herkese merhaba. Tarih içinde Misyalılar, Traklar, Antik Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından yönetilen kimilerine göre Zeytin Bağı kimilerine göre Tirilye adıyla tanılan naçizane sahil kasabasındayız. TİRİLYE’NİN NAÇİZHANE TARİHİ Tabelalarda farklı farklı isimler görürseniz kafanız karışmasın. Tirilye’nin adı 1909’da süikaste kurban giden Mahmut Şevket Paşa’nın...Tirilye Gezi Rehberi