30 Kasım Cumartesi 2024
Ana SayfaVatikanVatikan ŞehriAziz Petrus Bazilikası

Aziz Petrus Bazilikası

Vatikan’ı Vatikan yapan en önemli yapılardan biri Aziz Petrus Bazilikasıdır tabi ki de. Bu muazzam büyüklükteki yapı gerek mimarisi olsun, gerek şaşalı yapısı olsun, gerekse de inanılmaz geniş bir tarihi olsun hem dünya mirası için hem de Hristiyanlık dünyası için çok önemli bir noktadır. Aziz Petrus bazilikası demem sizleri şaşırtmasın diğer bir ismi de bu. Türkler bu isimle tanırken yabancılar ise burayı Saint Pietro Bazilikası olarak ta bilmektedirler. O konuda kafanız karışmasın. Aziz Petru ve Saint Pietro aynı yapıdır. Yazıma devam ederken kafa karışmaması ve derlediğim bilgilerde geçen ismi ile ben Aziz Petrus Bazilikası diyeceğim.

Aziz Petrus Bazilikası Roma’da bulunan 4 büyük bazilikadan birisidir. Hristiyanlık aleminin en önemli yapısı olan bu yapı Papa’nın da yaşadığı yer olarak da bilinir. Yeni bir Papa seçildiğinde veya kilise için önemli bir karar verilmesi gerektiğinde kardinaller ve önemli din adamları burada karar alır ve Hristiyanlığın geleceği burada çizilir.

TARİHİ VE OLUŞUMU

Rönesansın en önemli yapılarından birisi olan bu yapıt, başta Donato Bramante, Michelangelo, Carlo Maderno ve Gain Lorenzo Bernini tarafıntan tasarlanmıştır. Rönesans döneminin en meşhur eseri olan bu yapı dünyanın da en büyük kilisesi ünvanına sahiptir. İsa’nın havarilerinden birisi ve ilk Papa olan Aziz Petrus’a adanmış olup mezarı bir çok ünlü kişi ile birlikte burada yer almaktadır.

Aziz Petrus, Tiber nehrinin batısında Janiculum tepesi ve Hadrian mozolesinin yakınlarında Vatikan ülke sınırlarının içerisinde bulunan Rönesans tarzında inşa edilmiş bir kilsesir. İlk olarak Aziz Petrus Bazilikası milattan sonra 319 ve 333 yılları arasında büyük Roma imparatoru Konstantin tarafından başlatılan 4. Yüzyıl kilisesiydi. Bu kilise Aziz Petrus’un mezar yerinin işaretlendiğine inanılan küçük bir tapınağın üzerine inşa edilmişitir.

Avignon papalık döneminde ihmal edilen 15. Yüzyıl sonuna dek eski bazilika yıkıma uğradı. Yeniden inşa etmeyi düşünen veya en azından köklü değişiklik yapmak istemeyi düşünen ilk Papa Nicholas 5 olduğu düşünülüyor. Eski yapısının eksine gereğinden fazla modifikasyonlara sahip olan yeni yapı hükümdarlığın politik sorunlarla uğraştığından buraya fazla bir değişiklik yapamadan öldü. Öte yandan sonrasından Papa Nicholas’ın aksine sonrasından gelen Papa Julius 2 değiştirme den daha çok orijinal planlarına sadık kalıp yapıyı yeniden ayağa kaldırma düşüncesindeydi. Julius o sırada Michalengelo’nun heykelleriyle tasarlanıp süslenecek olan ve Aziz Petrus içerisine yerleştirilen kendi mezarını planlıyordu. Genel anlamda kilisenin tamamlanması Julius 2 tarafından başlatıldı ve Paul 5 1621 yılına kadar sürdü.

KİMDİR BU AZİZ PETRUS? 

Petrus isimi aslında pek bir şey hatırlatmasa da bizlere farklı bir noktadan hatırlamanızda olanak sağlayabilir. “İsa’nın 12 Havarileri” dediğim zaman belki bir ışık yakabilirim. Petrus diğer isimleri ile de Simon, Peter, Kifas olarak ta bilinir. İsa’nın on iki havarilerinden birisi olan Andreas’ın kardeşidir. Hristiyanlıkta adının önüne “Aziz” ünvanı getirilir. Bilinilene göre şu anda İsrail toprakları olan daha öncesine göre Filistin’de dünyaya gelmiştir. Asıl mesleği balıkçılıktır. Hatta bazı İsa filmlerinde havarilerin balık tutması Petrus ile başlar. Katolik kilisesine göre Petrus ilk papa ve İsa’nın varisidir. 29 Haziran 67 tarihinde de çarmıha gerilerek öldürüldüğüne inanılır.

İSA VE PETRUS 

İşin ilgincidir ki araştırmalarım ve derlemelerimde şöyle bir bilgi buldum ve sizlerle paylaşmak istedim. İsa, çarmıha gerilmek üzere yakalandığında Petrus onun bir havarisi olduğunu üç defa inkar etmiştir. İnkar edeceği İsa tarafından “Son Yemek’te” kendisine bildirilmiştir. Ancak Petrus buna inanmamıştır. Bu olay dört İncil’de aynı bu şekilde anlatılmaktadır.

PETRUS’UN ÇARMIHA GERİLMESİ

Petrus her ne kadar İsa’nın varisi ilk papa olsa da ölümü de trajik olmuştur. Çarmıha gerilerek öldüğü düşünülmesinin yanı sıra İsa ile olan farklılıkları zaman içinde bir düşmanlığa dönüşmüştür. Hatta çarmıha gerilerek öldürüleceği sırada İsa ile aynı seviyede olmasının fazla değerli olacağı düşünülüp fazla değersiz olduğu kanısına varılmış ve çarmıha ters biçimde gerilmiştir. Bazı Katoliklere göre bu haç türü, İsa ile karşılaştırıldığında değersizliğin bir sembolü olarak kullanılmaktadır. Hemen akıllarda şeytan filmlerinde ki ters haç gelmiştir. Doğru bir nokta olacaktır. Tanrının aksine şeytan ters haç kullanıp değersizleştirilir.

BAZİLİKADA GÖRÜLMESİ GEREKENLER 

Aslında bazilikanın içerisinde o kadar muazzam eserler var ki hangisi yazsam diye şaşırdım bi an. Hepsini yazmaya kalksam sayfalar dolusu yazı olur. Ama en önemlileri ve meşhurlarını sıralamaya kalkarsak şu şekilde bildirebilirim sizlere.

Pieta: Ünlü Rönesans heykeltıraş Michelangelo Buonarroti’nin ustalık dönemi başyapıtlarından bir tanesidir. Konuda bir esvaba sarılmış olan Meryem Ana’nın kollarına aldığı İsa’nın cansız bedeni tasvir edilmiştir. Dikkati çeken şu nokta olacaktır. Meryem tasvirde çok genç olarak betimlenmiştir. Sebebi ise Meryem’in bakireliği ve saflığını sayesinde gençliğini muhafaza ettiği söylenilir. Dünya üzerinden farklı varyasyonları mevcuttur ama en iyi tasvir buradakidir. Michelangelo 4 defa denemesinden sonra tamamlamıştır. İlk üç mermer blok kırıldığı için 4. sefer de bitirmiştir. Heykel bir kez çekiçli bir saldırıya uğramıştır. Neyse ki herhangi ciddi bir hasar oluşmadan saldırgan durdurulmuştur. Sadece dikkatli bakarsanız burnunda ve sol elinde hasar oluşmuştur. O günden beri özel bir bölümde sergilenmektedir.

Baldaken: Kiliselerde 4 ayaklı gölgeliklere baldaken denmektedir. Orta kısmında bir sunak bulunur. Ünlü Rönesans sanatçısı Gian Lorenzo Bernini tarafından yapılmış olup Aziz Petrus Basilikasının kubbesinin tam ortasındayer almaktadır. Ayakları 20 metre yüksekliğinde 4 mermer kaide üzerine oturtulmuştur. Barok özellikler taşımaktadır ve bronzdan yapılmış olup altın yaldızlarla süslenmiştir. 1623 yılında başlanılan sunak 1634 yılında bitirilmiştir. Bazilikanın görsel olarak odak noktasıdır. Baldaken ayrıca ilk papa olan Aziz Petrus’un mezarının üzerinde yer almakta ve Vatikan Nekropolü için giriş kapısı görevi yapmaktadır.

Aziz Petrus Heykeli: Heykeltıraş Arnoldo di Cambio tarafından 13. yüzyılda yapılmıştır. Bazilikanın dışında ana girişte farklı bir Aziz Petrus heykeli de vardır. Bazilikanın içinde bulunan bu heykel son derece ilgi çekicidir. İnsanlar heykelin ayağına dokunmanın veya öpmenin şans getirdiği inanıldığından son derece popüler bir noktadır. Uzun kuyruklar görebilirsiniz önünde.

Aziz Petrus’un Tahtı: Bu Katolik kilisede bulunan, erken Hristiyanlık döneminin lideri ve ilk papa olan havari Aziz Petrus’un  baş piskopos olduğu dönemde kullandığı iddia edilen tahttır.

Papa Alexander VII Mezar Anıtı: Yine Bernini tarafından tasarlanıp yapılan anıt 1671 yılında başlanılıp 1678 yılında bitirilmiştir. Papa Alexander VII mezar odasının girişini süslemektedir. Benim dikkatimi çeken nadir heykellerdendir. Bernini bunu 80 yaşında yapmıştır. Anıt üzerindeki heykeller adalet, doğruluk, iffet ve basireti tasvir edilmiştir. Ayrıca Mermerden kumaşın altında başını gösteren iskeletin elinde ölümlülüğü simgeleyen bir kum saati tutmaktadır. Yaşamın sınırlı olduğunu belirtir.

Kutsal Kapı:  Belki de herkesin önünden geçtiği fakat pek fazla dikkatini çekemeyen bu kapı sanıldığının aksine önemli bir objedir. 25 yılda bir açılan bu kapı “Porta Sancta” ismiyle de bilinmektedir. Geleneksek olarak Roma’da ki papalık kutlamalarında giriş kapısı anlamına gelir. İlk olarak 1300 de Papa Boniface VIII tarafından Jubilee olarak bilinen kutsal yıl geleneği başlatılmış olup 25 yılda bir kutlanılır. Bu kapı İncil’de bir çok noktada geçmektedir.

                Yuhanna 10:90 : Kapı Ben’im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur.

                Luka 11:9 : Ben size şunu söyleyeyim: Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır.

                Vahiy 3:20 : İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum. Biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim; ben onunla, o da benimle, birlikte yemek yiyeceğiz.

Haricen kapıdaki paneller hakkında detaylı bilgi ve görsellerini daha yakından tanıyabilmek için linke tıklayabilirsiniz.

Hazine Dairesi Müzesi: Vatikan’ın içerisinde bulunan bu bölümde Vatikan hazinelerinden bir kısmı sus payı olsun maksat yeşillendirelim gibilerinden açmışlar diyebilirim. İçerisinde altın, zümrüt, yakut vs. envayi çeşit taşlardan çeşitli papa eşyaları altın örme kıyafetler bir sürü şey bulabilirsiniz. 5€ (2017 Yılı) Verip girebildiğiniz bu küçük müzede fotoğraf çekmek kesinlikle yasak.


Kubbe: Vatikan’a gelip te buraya çıkmamak olmaz. Muhteşem güzel bir vatikan + Roma manzarasının yanı sıra kubbenin tarihide bir o kadar ilgi çekici ve detayları taktire şayendir. Kubbe 1547’de başlanılmış olup Michelangelo tarafından tasarlandı. Fakat bu yapıyı tamamlayamadan 89 yaşında öldü. Michelangelo’nun öğrencisi olan Giacomo Della Porta bu işi devralarakkubbenin tonozunu yaklaşık 7 metre yükseltti ve Papa Sixtus V’un künyesi altında 22 ay içinde 1590’da tamamladı. Kubbe farklı tekniklerle inşa edilmiş olmasına rağmen batı dünyasındaki diğer kubbeler için model olarak kullanılmıştır.

                Nasıl Çıkılır? Kubbeye 2 farklı yöntem ile çıkabilirsiniz. Kademeli olarak çıkılan bu kubbe 2 katmanlıdır. 1. Katman ister asansör ister merdivenlerle çıkıldığı gibi 2. katman da sadece merdivenlerle çıkılabilmektedir. Asansörle çıkarsanız 8€ normal yürüyerek çıkarsanız 6€ ücreti vardır (2017 Yılı) Asansör ile çıktığınızda 320 basamak daha az çıkarsınız. Toplam 871 basamak sonunda kubbenin en tepesine ulaşabilirsiniz.


Nekropolis: Çoğu kişinin bildiği ama giremediği yer diyebilirim. Giremediği değil aslına girmek istemediği desek daha mantıklı olacaktır. Çok çetrefilli bir süre zarfı geçirmeniz gerekiyor.

                Nasıl Girebilirim? Rezervasyonunuzu tur şirketlerinden, Kazı İşleri Ofisinden bizzat yaparak veya bir grup halindeyseniz +39 06 69873017 numaralı faks numarasına faks atmanız yeterli olacaktır. Uygun tarihi size verildiğinde Nekropol’e rehber eşliğinde giriş yapabilirsiniz. Fiyatı 13€ kişi başı (2017 yılı) olarak belirtilmiştir. Sadece sizden istenilen bilgileri tam vermeniz yeterli olacaktır.

                Neler Gerekli? Bilgileri tam vermeniz önem arz etmektedir. İstenilen bilgiler;

  • Katılımcı sayısı.
  • Katılımcıların tam isimleri.
  • Talep edilen dil. Türkçe sıkıntısı oluyor ikinci bir dil bildirin mutlaka.
  • Olası tarihler. Hangi tarihlerde giriş yapacaksanız onları yazın. Seçenekleri çok tutun. Bu sizin elinizde olan bir şey değil. Kazı ofisi uygun gördüğü tarihi verecektir size.
  • E-Posta adresi veya faks numarası veya tam posta adresi.

Belirtmemde yarar var. Giriş sadece Via Paolo VI kapısından genel izleyici salonunda Kazı ofisinden gerçekleşiyor. Onayınızı girerken İsviçreli muhafızlara gösteriyorsunuz.

Önemli Uyarı!

Burası Vatikan’ın en kutsal yerlerinden birisi olduğundan kıyafetlerinize özen gösterin. Omuzlar kapalı bir kıyafet mümkünse uzun kollu, diz altı bir uzun bir elbise veya pantolon giymelisiniz. Aksi taktirde maalesef erkek veya kadın ayrımcılığı olmadan içeri giremezsiniz.


Saint Angelo Yolu (Passetto di Borgo): Yaklaşık 800 metre uzunluğunda ki bu koridor Vatikan Şehrini Castel Sant Angelo2ya bağlamaktadır. Dan Brown tarafından ünlü olan bu yol, Melekler ve Şeytanlar adlı kitabında ve ona istinaden yapılmış olan filmde yer almıştır. Ayrıca Assassin’s Creed bilgisayar oyununda da bu bölümden bahsedilmektedir. 13. Yüzyılda Papa 3. Nicholas tarafından inşa edilmiştir. Yapıldığı yıldan bu yana Papa Alexander VI yaşamını kurtarmasına yardımcı oldu. Sadece Castle Sant Angelo ziyaretinizin bir parçası olarak bu yolu kullanabilirsiniz. Kaleye giriş ücretine istinaden 2€ verip kullanabilirsiniz. (2017 Yılı)

Umarım kafanızdaki sorulara bir nebzede olsa yanıtlamış ve sizler için fikir vermiş olabilirim. Bilmeden gezilmez sonuçta. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENELER

BAĞLANTIDA KALIN

594BeğenenlerBeğen
5,476TakipçilerTakip Et
2,660AboneAbone Ol