Berlin Duvarı, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya’ya kaçmalarını önlemek için Doğu Alman meclisinin kararı ile 13 Ağustos 1961 yılında Berlin’de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki duvar.
Batı’da yıllarca “Utanç duvarı” (Schandmauer) olarak da anılan ve Batı Berlin’i abluka altına alan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989’da Doğu Almanya’nın, isteyen vatandaşların Batı’ya gidebileceğini açıklamasının ardından tüm tesisleriyle birlikte yıkıldı.
Berlin’in işgal güçlerince paylaşımı
II. Dünya Savaşı´nın sonunda savaşı kaybeden Almanya ve başkenti Berlin işgal kuvvetlerince Amerikan, Fransız, İngiliz ve Sovyet bölgesi olarak dörde bölündü. Kısa süre sonra Batı ittifakı benzer şekilde olan yönetim birimlerini birleştirdi ve tek bir yönetim bölümüne dönüştü. Sovyetler Birliği ise bu birleşmeye karşı çıktı. Batılı işgal kuvvetleri Sovyetlere karşı Almanya’yı tekrar inşaya girişip komünizme karşı karakol kurmayı amaçladı. Sovyetler de bu girişime karşı Doğu Almanya’da yeni bir rejim kurmaya girişti. Ekonomisi sosyalizme dayanan, siyasi yönetimi otoriter olan Doğu Almanya’dan Batı’ya kaçışlar büyük ölçüde Berlin’den gerçekleşiyordu. Doğu ile Batı Almanya arasındaki katı sınır 1952’de çizilmişti bile. Sadece Berlin metrosunu kullanarak 1955 yılına kadar 1950’lerin başında büyük bir ekonomik büyüme yakalayan Batı Almanya’ya 270 bin insan kaçmıştır. Zamanla tel örgü ve mevzuat değişiklikleri de Batı’ya kaçışı engelleyemez duruma gelmişti. Bunun üzerine bu kaçışları engelleyici bir duvar örme fikri, dönemin Sosyalist Birlik Partisi (SED) lideri Walter Ulbricht’in bir şeyler yapılması gerektiği konusunda Sovyet liderlerine danışması ve onaylarını alması sonucu ortaya atılmıştır. Nitekim Sovyetler Birliği, Batı Berlin’i Doğu Almanya sınırları içinde bir fesat yuvası, kapitalizmin kalesi, karşı propaganda merkezi olarak gördüğü için Berlin Duvarı’nı örmeyi çözüm olarak benimsedi.
Duvar Doğu Almanya’nın içinde ABD güdümünde kapitalist Batı Berlin’i çevrelemek için, Doğu Almanya meclisinin kararıyla 12-13 Ağustos 1961’de bir gecede örülmüştür. Planları tamamıyla gizlilik içinde gerçekleşmiştir. Öyle ki SED genel sekreteri Walter Ulbricht’in 15 Haziran 1961’de, Doğu Berlin’deki bir konferansta Batı Berlinli muhabir Annamarie Doherr’in sorusuna verdiği yanıtta geçen “Niemand hat die Absicht, eine Mauer zu errichten” (kimsenin bir duvar inşa etmeye niyeti yok) cümlesi bunun açık kanıtıdır. Duvarın ilk oluşturulan hali geçişleri engellemeyince yükseltilmiş mayın tarlaları köpekli askerler gözcü kuleleriyle geçiş tamamen engellenmiştir.
BERLİN DUVARI (1980)
Bernauer Strabe
1961 yılında Berlin Duvarı’nın yerine önce sadece basit bir tel örgü çekildi. Daha sonra bu örgünün yerine adı kapitalist batıda “Utanç duvarı” olarak da bilinen Berlin Duvarı inşa edildi ve bu tel örgü duvarın üstünde yeniden yer aldı. Doğu ve Batı Berlin’in arasındaki bu duvar, aslında biri 3,5 diğeri 4,5 metrelik iki çelik parçadan oluşuyordu. Doğu tarafına bakan duvar kaçmaya yeltenecek insanların kolay görünmesi için beyaza boyanmıştı. Buna karşılık Batı Almanya’ya bakan taraf ise grafitti ve çizimlerle doluydu. Doğu kısmında duvar boyunca yerde çelik kapanlar ve mayın tarlaları bulunuyordu, 186 yüksek gözetleme kulesi ve yüzlerce lamba konmuştu. Doğu tarafında motosikletli ve yaya polisler ve köpekler de kontrol halindeydi. Duvar boyunca 25 karayolu, demiryolu ve suyolu sınır kapısı yaralıyordu. Tüm bu kontrol ve gözetlemelere rağmen, yaklaşık 5 bin kişi tüneller, evde yaptıkları balonlar ve bunun gibi yollarla, Doğu’dan Batı’ya kaçmayı başardı.
Duvarla birlikte Doğu’dan Batı’ya kaçışlarda en büyük dramlardan biri de Bernauer Strabe’de yaşandı. Nitekim bu sokaktaki evler Doğu’da yerelmalarına rağmen ön cepheleri Batı’daydı. İlk başlarda pencerelerden yaralanmayı ve sakatlanmayı göze alan kaçışlar oldu, sonraları bunu önlemek için evlerin pencereleri tuğlalandı. Kısa bir süre sonra ise bu evler tamamen yıkılarak yerlerine duvar örüldü. Doğu’dan Batı’ya kaçmak isterken yaşamını yitiren ilk kişi olarak bilinen Ida Siekmann, 22 Ağustos 1961’de işte burada can vermişti. Günümüzde eski Berlin duvarının bu bölgesinde duvarın bazı kalıntıları ve konuyla ilgili bir müze bulunmaktadır.
24 Ağustos 1961’de ise ilk kez silah gücüyle, 24 yaşındaki Günter Litfin’in Spree nehri üzerinden kaçışı ölümcül olarak engellendi. Sınır nöbetçilerin mermileriyle yaşamını yitiren son kişi ise, duvarın yıkılmasından 9 ay kadar önce 6 Şubat 1989’te kaçmaya çalışan Chris Gueffroy oldu. Berlin duvarını aşmak isterken can verenlerin sayısı hala kesin olarak bilinmemekle birlikte, en az 86 en fazla ise 238 kişi olduğu tahmin edilmektedir. Duvar boyunca, burada yaşamını yitirenleri anımsatan pek çok küçük anıta rastlamak mümkündür.
Yıkılmasının sebepleri
- Checkpoint Charlieden yürüyerek Batı Berlin’e geçen Doğu Almanya vatandaşları (10 Kasım 1989)
- 9 Kasım 1989 tarihinde Doğu Almanya ile Batı Almanya arasındaki sınırlar açıldıktan sonra Berlin Duvarı’nın üzerinde hokkabazlık yapan jonglör (16 Kasım 1989)
Berlin Duvarı’nın yıkılışı (9 Kasım 1989)
Trabant ile Checkpoint Charlieyi geçerek Batı Berlin’e giren Doğu Almanyalı bir çift ve onları alkışlayarak karşılayan Batı Almanyalı çocuklar (14 Kasım 1989)
Doğu Alman hükümeti son dönemine kadar bu duvarı, sosyalist Doğu’yu kapitalist Batı’ya karşı koruyan bir kalkan olarak göstermiştir. 1989 yılı başlarında Alman Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti, isteyen Doğu Almanya vatandaşlarının Sovyetler Birliği dahilindeki diğer Doğu Bloğu ülkelerine geçiş yapabilmesine izin verdi. Bu iznin çıkmasıyla beraber binlerce Doğu Alman vatandaşı Polonya, Çekoslavakya, Macaristan, Yugoslavya SFC gibi ülkelerin başkentlerine akın etti.
Doğu Alman hükümeti, duvarın kaldırılmasına onay vermişti. 9 Kasım 1989’da bu kararı halka açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenlendi. Karar açıklandığı andan itibaren duvarın iki tarafında yüz binlerce insan birikmeye başladı. Gece yarısına doğru hükümet ilk olarak Brandenburg Kapısı’ndan başlayarak barikatları ve geçiş önlemlerini kaldırdı. Her iki Almanya tarafından yaklaşan insanlar duvarın üzerinde buluştular. İnsan seli bir saat içinde yüz binlere ulaştı. Duvarın yıkımına resmi olarak 13 Haziran 1990’da, daha önce de burada adı geçen Bernauer Strabe’de 300 Doğu Alman sınır askeri tarafından başlandı. Alman Demokratik Cumhuriyeti de duvarın yıkımından sonra çok fazla dayanamamış, 13 Ekim 1990’da resmen sona ermiştir. Duvarın şehrin içinden geçen kısmı aynı yılın Kasım ayına kadar neredeyse tamamen ortadan kaldırıldı. Nitekim Berlinliler onlarca yıl bölünmüşlüğün yara izlerini bir an önce bertaraf etmek istiyordu.
Bugün Berlin Duvarı’nın bulunduğu hat işaretlenmiştir ve kenti ziyaret eden turistler tarafından ilgi görmektedir.
Günümüzde duvar, sosyal açıdan yer yer kendini fark ettiriyor olsa da, fiziksel olarak hemen hemen hiç algılanmamaktadır. Bir zamanlar duvarın şehrin tam ortasından geçtiği yerler, bugün yeniden imara açılmış, yerini bina, meydan ve sokaklara bırakmıştır, diğer yerler genelde yeniden kullanıma girmiş yol ya da yeşillendirilmiş park alanıdır. Duvarın kimi kesimleri anıtsal amaçlı olarak yerinde bırakılmıştır:
- Bernauer Strabe/Ackerstrabe
- Bernauer Strabe/Gartenstrabe
- Bösebrücke, Bornholmer Strabe
- Checkpoint Charlie sınır geçiş kapısı, buradaki ABD sektörüne ait kontrol kulübesi orijinal değildir, orijinali Müttefikler Müzesinde’dir.
- Friedrichstrabe/Zimmerstrabe
- Schützenstrabe
- East Side Gallery, Ostbahnhof ve Warschauer Platz arasında Spree ırmağı kıyısınca uzanır.
- Invalidenfriedhof, Scharnhorststrabe 25
- Mauerpark, Eberswalder Strabe/Schwedter Strabe
- Niederkirchner Strabe/Wilhelmstrabe
- Parlament der Baume, Konrad-Adenauer-Strabe, buradaki duvar kalıntıları Berlin’in farklı kesimlerinden getirilmiştir. Sadece buradan geçen yol, gerçekten de iç ve dış duvarın arasında yer alıyordu.
- Potsdamer Platz
- Leipziger Platz (kuzey yarısında)
- Stresemannstrabe
- Erna-Berger-Strabe
- Schwartzkopffstrabe/Pflugstrabe, evlerin arka bahçesinde.
- St.-Hedwigs-Friedhof / Liesenstrabe
Yukarıda adı geçen kalıntılardan bir kısmı önümüzdeki dönemde de yerlerinden sökülmeye devam edecektir. İç ve ama genelde daha çok dış duvarın geçtiği yerler, genel olarak asfalt ya da çimenler üzerinde özel taşlarla, ara ara da yere “Berliner Mauer 1961-1989” yazısı işlenmiş bronzdan levhalarla işaretlidir. Özel olarak dikilen tabelalar da, duvara ilişkin bilgiler içerir. Eski duvar hattı boyunca yer alan çok sayıda müzede duvar hakkında önemli belge, fotoğraf ve benzeri kaynaklar yer alır. Sokak köşelerindeki rastlanabilecek gri-beyaz “Mauerweg” levhaları da bir zamanlar buradan duvarın geçtiğine işaret eder.
43 kilometrelik duvarın kimi blok parçaları Brandenburg eyaletinde bir depodadır, ancak duvar kalıntılarının bir kısmı başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelere satılmıştır ve o ülkelerde birbirinden farklı amaçlı mekanlarda sergilenmektedir.
Budapeşte’de Terör Müzesi’nin önünde, Las Vegas’ta Main Street Station otelinin erkekler tuvaletinde, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu binasının önünde, Montréal’de Dünya Ticaret Merkezi’nde, New York’ta 53. caddede, Vatikan bahçesinde, Strazburg’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi binasının önünde duvarın parçalarına rastlanabilir. 24 Mayıs 2009’dan bu yana Berlin’deki Axel Springer Verlag adlı yayınevinin merkez binası önünde ‘Balanceakt’ adlı bir anıt yer alır. Duvarın yıkılışını simgeleyen bu anıt aynı zamanda duvarın bazı kalıntılarını da kapsar.
Ayrıca duvar parçaları anı olarak şilt haline getirilerek satışa sunulmuştur. Bunun dışında, zamanında duvar boyunca yer alan 302 gözetleme kulesinden sadece beşi yine anıtsal amaçlı olarak ayakta durmaktadır:
- Treptow ile Kreuzberg ilçeleri arasında, günümüzde park haline getirilmiş sınır bölgesinde, Puschkinallee’nin bitiminde.
- Kieler Strabe’de Federal Askeri Hastane’nin ziyaretçi otoparkı ile kanal arasındaki ara bölgede. Günter Litfin’e ithaf edilmişdir.
- Potsdamer Platz’ın hemen yakınında Erna-Berger-Strabe’de. Trafiği engellediği için asıl yerinden birkaç metre kaydırılmıştır.
- Henningsdorf ilçesinde, Havel’in kuzey uzantısı Nieder Neuendorf gölünün doğu kıyısında. Burada iki Almanya arasındaki sınır tesislerini konu alan sürekli bir sergi vardır.
- Berlin’in kuzeyindeki banliyölerinden Hohen Neuendorf’ta şehir sınırında, yeniden yeşillendirilen ve Alman çevreci gençler kulübüne ait park alanında.