Milano’da Yapılacak 10 Şey

Her şeyi bir kenara bırakın öncelikle. Bu dükkan hamur işleri konusunda master yapmış diyebilirim. İlk olarak bir arkadaşım ikram etmişti. “Bu ne böyle?” bakışını attıktan sonra “Önce bir tat bakalım.” dediğinden sonra aklımı başımdan almıştı resmen. Öğlen vakti giderseniz eğer sıcak domates ve mozerellalı panzetorronuzu alıp kaldırımda oturup yemesinin zevkini anlatamam sizlere. Milano’ya gitmek için bir sebep resmen.

Milano gezilerimin en keyifli kısmı burası diyebilirim aslında. Sırf bu pizzayı yiyebilmek için bile gelinir desem yeridir. Kocaman bir dilim pizza eşliğinde bir kadeh şarapla beraber Duomo’nun gölgesinde küçük bir mola vermek gibisi yoktur açıkçası. Denemediyseniz mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Çünkü şehrin en iyi Milano usulü pizzasını burası yapıyor. Zaten öğlen vakitlerinde ellerinde koca koca pizza dilimleriyle dolaşan insanları göreceksiniz. Kalabalığı takip ederseniz emin olun o lezzete sizde varacaksınız.

Şu İtalyanlar gerçekten de bu işi biliyor desem hak yemiş olmam sanırsam. Roma’da ki Giolitti haricinde yediğim en iyi dondurma burası diyebilirim. Hemencicik ayak üstü atıştırmak, enerjinizi kazanmak için yapılacak en iyi yöntem dememin de sakıncası yoktur herhalde. “Ben diyetteyim!” Demeden evvel 2 kere düşündüren yer diyebilirim. Ha bide aramızda kalsın “Light Dondurma” bile var. 🙂

Ağızınısın suyu aktı değil mi? Gerçekten de görüldüğü gibi enfes diyebilirim. Paraya kıyıp “Ulen Gucci alamadık bari kafede oturalım” Dermişcesine davrandığım bir gündü açıkçası. İnanın bana Milano’da bu bildiğimiz lüks mağazaların hemen yanında veya içerisinde mutlaka kafeside oluyor. İlla Gucci olacak değil ama önerim burası olabilir. Hem bir şeyler atıştırırken tarihi bir yerde oturuyorsunuz hemde insanları izleme ve dinlenme fırsatınız oluyor. Denemekten zarar gelmez.

Galleria Vittorio Emanuele’nin içerisinde bulunan Prada’nın hemen üst katında yer alıyor. İnsanların kalabalığından kaçıp bir nebzede olsa kafa dinlemelik bir mekan. Prada’nın o eşsiz renkleriyle tasarlanmış manzarası da mis gibi. Ohh daha ne isteyebilirsiniz ki. Gucci Kafe gibi değil biraz daha üstten bakıyorsunuz insanlara.

Bir kere manzara konusunda kesinlikle tartışmasız en iyi yer diyebilirim. Balkonda oturup içeceğinizi elinize alıyorsunuz, karşınızda Duomo daha ne isteyebilirsiniz ki keyif için. Akşam vakti geldiğinde günün en son noktası genellikle benim tercihim burası oluyor. Belirteyim fiyatlar manzaraya oranla bir tık hatta iki tık yüksek. Akşam vakti gelip şu manzarada günü bitirmenin keyfini anlatamam sizlere ama.

Hani o filmlere konu olmuş resim var ya hani. Hah o resmin orijinali Milano’da. Santa Maria kilisesinde turistlerin ziyaretini bekliyor. Kilise duvarının bir kısmında resmedilmiş bu şaheseri görebilmek için öncelikle uzzuuuuun bir kuyruk geçmeniz gerekecek veya erken rezervasyon yapıp pırt diye geçmeniz. Alternatif olarak buraya koyuyorum bunuda.

Bu İtalyanların bence yapmış olduğu en iyi şey diyebilirim. İnsanlar 6’da işten bir çıkıyor. Doğğğrruuu bu mekanlara. Alacağınız 5-10€’luk bir kokteylle beraber sınırsız bir açık büfe kazanmış oluyorsunuz. Her mekanın hazırladıkları ürünlerde değişiklik var gitmeden evvel ucundan bir göz atmanızı tavsiye ederim. Ha şunu da belirteyim. Neredeyse bütün çalışanlar dükkanlara daldığı için 6 – 8 arası inanılmaz bir kalabalık oluyor bu saatler içerisinde boş dükkan bulmak baya zor oluyor ama rezervasyonlu giderseniz daha sağlıklı olacaktır.

Futbol severler buraya. Efsane bir ambiyansta maç izlemek istemez misiniz? Bu dünya devini birde kendi evinde izleme fırsatınız olacak. Tabi önce bilet bulmanız gerekecek. Bu biraz zor oluyor ama şanlıysanız İnter Milan’ı kendi evinde izleyebilirsiniz.

Alternatif bir fikir ise piknik. Alın efenm pılınızı pırtınızı, güzelde bir şişe şarap alın, oturun şöyle güzel bi yere. Ohhh daha ne olsun. Genelde insanların piknik noktaları burası oluyor. Etrafta koşuşturan minikle, birbirine aşkla bakan çiftler daha neler neler. Hadi bakalım. Milano’nun keyfini çıkartmak bu saatten sonra sizlere kalıyor.