Küçük ama sevimli bir yer olan Podgorica’ya hoş geldiniz. Ülke son zamanlarda kendi bağımsızlığını yeni kazandığı için her ülke kendi dili ile adlandırmaktadır. Orijinali ülkenin Crna-Gora olmasına rağmen İtalyanlar buraya Montenegro demişler. Ve dünya bu ülkeyi Montenegro olarak tanımaktadır. Biz kendi dilimizde Karadağ olarak adlandırmaktayız. Hızlı gelişen bir ülke olduğu için genç nüfusu ve yerleşik insanlar giderek artmaktadır. Moraca nehri kenarına kurulan şehir Avrupa’nın en sıcak kentlerinden bir tanesidir. Kışın en düşük ısı 5 derece olmakla beraber yazın bu rakam 35-40 dereceye kadar çıkmaktadır. Bu kadar sıcak olmasına karşın şehir son derece yeşil ve korunaklıdır. Şehir gerek gece olsun gerek gündüz olsun son derece güvenli, insanları da bir o kadar yardımseverdir.
Ülkeye ulaşım konusunda biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz ama Türkiye’den tarifeli uçuşlarla Bir buçuk saatte ulaşmanız mümkündür. Ben karayolu ile Saraybosna’dan geldim. Şunu da belirtmek isterim ki ülke Avrupa’nın en büyük kanyonunun yakınlarında olduğu için kara yolu ile biraz uzun ve sıkıcı geçebilir. Ama doğa severler için muazzam güzellikteki doğa harikalarını kaçırmamanız içinde eşsiz bir fırsat. Saraybosna’dan Podgorica’ya Saraybosna’da ki Dobrinja da bulunan 2. terminalden binebilirsiniz. Ülken her ne kadar Avrupa’da olsa ve Avrupa Birliği’ne üye olmasa bile gayri resmi olarak para birimi Euro kullanmaktadır. Otobüs istasyonundaki küçük bakkalda para biriminizi Euro’ya değişim yapabilir veya Bosna Hersek’teki herhangi bir Exchange ’den paranızı Euro’ya çevirebilirsiniz. Unutmadan söyleyeyim. Karadağ’da farklı para birimlerini bağlı değişim ofisleri değiştiriyor bilginiz olsun. Değiştiremezseniz evde koleksiyonunuza ekleyebilirsiniz.
Şehir ülkenin en büyük şehri olmasının yanı sıra popülerliğini yazın Budva veya Kotor’a kaptırıyor. Her ne kadar popülerliğini yazın kaptırsa da kışın yine krallığını geri alıyor. Şehir aslında aktarma istasyonu olarak dinlenmek isteyenler için biçilmiş kaftan. Diğer türlü turistler için pek tercih edilmeyen bir yer. Ülkede de sırf bu yüzden kolay kolay Türk turistlere denk gelinmiyor. Fazla gezilecek yeri olmamasıyla birlikte aktarma yapmayacaksanız yarın gün bile yeterli olacaktır. Gezilecek yerleri kısaca sıralayacak olursak;
- Milenyum Köprüsü
- Slobode Caddesi
- Ve birkaç AVM
Konaklama konusunda pek fazla seçeneği yok. Seçenek olmadığı gibi sınırlı seçim yapmak durumunda kalabilirsiniz. Gündüzü sıkıcı, gecesi fazla bir sıkıcı olabiliyor şehrin. Publar, ve barların olduğu bölgede pek fazla bir seçenek bulamayabilirsiniz. Yeme içme konusunda da titiz biriyseniz bu ülke pek size göre değil belirteyim. Genel ağırlık domuz eti kullanan ülke de pek fazla bir seçenek bulamayabilirsiniz. Tavuk veya diğer kırmızı etlere pek fazla rastladığım söylenemez. Seçiminizi buna göre yapmanızda fayda var. Sonuna kadar okuduğunuz için tekrar teşekkür ederim. Başka bir gezi yazısında görüşmek üzere.