Düştük yine yollara. Artık hangi gezim bilemiyorum. Zamanlarımı öyle bi ayarlamışım ki neredeyse tüm tatilleri gezilerle planlıyorum. Bu konu hakkında detaylı bir bilgi yazacağım aslında sizlere. Özümüze dönecek olursak lokasyon olarak İspanya’nın Valensiya şehrindeyim. Fütüristik mimarisi, dost canlısı insanları, muhteşem Akdeniz havası ile beni büyüleyen şehirlerden oldu. Aslında büyüleme demeyelim de şaşırtma desek daha mantıklı olacak. Böyle bir şehir mi beklemiyordum ne bileyim anlayamadım bende. Ama genel olarak Valensiya benim için oldu diyebilirim. Haydi şehir detaylarına geçelim derim. Anlatılacak çok şey var şehir için.
Enteresan insanlarının nasıl yaşadıkları konusundan biraz bilgi sahibi olduktan sonra şunları kısa kısa sizlerle paylaşabilirim. Şehir dibine kadar iş kolik ve ailesine son derece bağlı bir şehir. Ne yapmak gerekir derlerse de, cumartesi akşamları haricide öyle ortalıklarda aman aman insan göremeyebilirsiniz. Hafta iç ve Pazar günleri genellikle kendilerine ve ailelerine bağlı olarak yaşayan bir toplum kitlesine sahipler. Resmi dilleri İspanyolca olmakla beraber Euro Zone’da olduklarından dolayı tabi ki de Euro kullanıyorlar. Şehrin aman aman bir dolaşılacak yerleri olmadığından dolayı yaptığım araştırmalarda ve konuştuğum yerel kişilerin dedikleri doğrultusunda 2 günlük bir tur yeterli olacağını söylüyorlar. Her ne kadar 2 gün deseler de benim için sıkıcı olacağından 1 günlük dolu dolu bir tur yeterli olacağı kanısındayım.
VALENSİYA HAKKINDA KISA KISA
İspanya’nın Akdeniz’e kıyısı olan güzel ve nadide şehirlerindendir. Katalan ismi ile Valencia olarak bilinmekle beraber İngilizcesinde aynı isimle anılmaktadır. Haricen Valensiya özerk bölgesinin baş kenti olma özelliğini de taşımaktadır. Şehirler nüfusu olarak sıralama yapıldığında ise İspanya’nın Madrid ve Barselona’dan sonra en büyük 3. büyük şehridir. Fransa’daki Corte D Azure gibi buranında riviera kısımlarının ismi olan Costa del Azahar (Orange Blossom Sahili) kıyılarının en büyük endüstri merkezi yine burasıdır.
VALENSİYA TARİHİ (BUNALTMAMAK İÇİN KISA TUTUYORUM)
Şehir Romalılar tarafından kurulmuştur. Bu dönemde de bir çok farklı kültüre ev sahipliği yapmıştır. Zamanında Araplar ve Aragonlar göç ederek şehir ekonomisine ve kültürüne çokça destekte bulunmuşlardır. İsim anlamı ise Roma kolonisi olduğundan dolayı Valenita olarak belirtilmiştir. Anlamı ile “Şavaş” yada “Cesarettir”. Yine zamanında Endülüslüler tarafından şehre Balansiya ismi de verilmiştir. 15 ve 16. Yüzyıllar boyunca Valensiya Akdeniz kıyıları boyunca en büyük ve en önemli ticaret merkezi haline geldi. İspanya Veraset Savaşı boyunca Valencia Avusturya arşidükünün yanında yer aldı ve 1707 Nisan’ında gerçekleşen Almansa Savaşı zaferiyle birlikte V. Philip, tüm imtiyazları kaldırdı. 1874’te XII. Alfonso, kuzey Valencia Kralı olarak ilan edildi. Demokrasi tekrar yapılandırıldığında Valencia bölgesi özerklik kazandı. Valencia zenginleşerek ve çeşitli konularda gelişerek İspanya’nın hem kültürel, hem de ekonomik açıdan en önemli şehirlerinden biri oldu.
VALENSİYA’YA NASIL ULAŞIM SAĞLAYABİLİRİM?
İspanya’da Madrid ve Barselona’dan başka şehir gezmeye karar verdiniz sanırsam. En ince ayrıntısına kadar incelemeye başlayabiliriz.
HAVA YOLU ULAŞIMI
Direkt ulaşım var. Evet evet yanlış duymadınız İstanbul üzerinden bu güzel Akdeniz şehrine Aktarmasız ulaşım sağlayabilirsiniz. Her ne kadar hava limanının küçüklüğü sizi dumur etse de yine de bir hava limanı var. İstanbul’dan Valensiya’ya ulaşım sizlere pahalı geldiyse Ucuz uçak bileti bulma ile alakalı yazımı inceleyebilirsiniz.
Havaalanı – Şehir Merkezi Ulaşımı
Otobüs Seçeneği
Havaalanı Valensiya şehir merkezinden 9 km uzaklıkta bulunmaktadır. Ve Merkeze ulaşım son derece kolaydır. Yine de en kolay yöntem Shutle Bus dediğimiz Havaalanı – Şehir Merkezi ulaşımı sağlayan otobüslerdir. Her 25 – 30 dakikada bir hareket eden otobüsler 30 – 40 dakikalık bir yolculuğun ardından Plaza de Espanya meydanında oluyorsunuz. Ever birazcık dolaştırdığı doğrudur.
Tren veya Metro Seçeneği
Hava limanında tabelaları takip ederseniz sizi bir demir yolu durağına götürecektir. En kötü birine sorsanız tarif edeceğinden emin olabilirsiniz. En hızlı şehir merkezi ulaşım yöntemi bu diyebilirim. Her 8 dakikada bir kalkan tren 20 dakikalık bir yolculuğun ardından inmek istediğiniz merkez durağına götürecektir. Ama şunu da belirtmeme izin verin. Tren en hızlısı olabilir ama otobüse kıyasla biraz pahalı olacaktır. Hava limanı bölge dışında olduğundan dolayı bir tık daha pahalı diyebilirim.
Son Seçenek Taksi
Yani sonuçta buraya kalabalık bir grup ile geldiğinizde ulaşmak istediğiniz noktaya en mantıklı ulaşım şekli açıkçası taksidir. Taksi fiyatları Avrupa standartlarındadır. Barselona’ya uyarladığımızda ise bir tık daha düşük diyebilirim ama.
DEMİR YOLU ULAŞIMI
Avrupa’nın demir ağları buraya kadar geliyor. Zaten gelmezse ayıp olur. Avrupa’da nerede olursanız olun buraya gelebildiğiniz gibi buradan da farklı şehirlere ulaşım sağlayabilirsiniz. Merkezi konumda bulunan Valensiya merkez tren garı ile istediğiniz noktaya kolaylıkla yürüme mesafesinde ulaşım sağlamanız mümkün olacaktır.
KARA YOLU ULAŞIMI
Açıkçası bu şehre gelmek için değil de burada Madrit’e gitmek için kullandım. Avrupa’da ki bir çok şehirde olduğu gibi burada da yaygın bir otobüs ağı var diyebilirim. Zorlanacağınızı pek sanmıyorum. Sizler için otobüs terminalini buraya bırakıyorum.
Genel olarak baktığımda ise şehirler arası uzaklıklar ortalama şu şekildedir;
- Valensiya – Madrit 355 KM 3 Saat 40 Dakika
- Valensiya – Barselona 355 KM 3 Saat 50 Dakika
- Valensiya – Lizbon 890 KM 8 Saat 50 Dakika
- Valensiya – Malaga 610 KM 6 Saat 10 Dakika
- Valensiya – Zaragoza 309 KM 3 Saat 10 Dakika
- Valensiya – Bilboa 615 KM 5 Saat 50 Dakika
DENİZ YOLU ULAŞIMI
Farklı bir seçenek ise deniz yolu olacaktır. Zaten Balaer adaları için en sık kullanılan yöntem hava yolunun haricindeki deniz yoludur. Valensiya ulaşımındaki en popüler olanı da budur. Malüm sonuçta Akdeniz’desiniz ve denizin tadını çıkartmak istiyorsunuz. Barselona ve Balaer adalarından sürekli olarak ulaşım sağlayabileceğiniz feribotlar da bulmanız mümkün olacaktır. Ama uyarayım diğer ulaşım yöntemlerine göre biraz tuzlu olacaktır. Hava ulaşımı daha tercih edilebilir. Sonuçta Avrupa’da Ryanair diye bir nimet var.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI
Şehrin turistik merkezinde kalacağınızı var sayarak konuşmak gerekirse, neredeyse her yere yürüme mesafesinde ulaşım sağlamanız mümkündür. Ha canınız o muhteşem kumsallardan denize girme konusuna geldiğinde mecbur toplu taşıma kullanmanız gerekecektir. Toplu taşımayı sık kullanan kişiler için en kullanışlı yöntem günlük kartlardan almak olacaktır. VLC Turist Kartı olarak geçen kartlar 24, 48 ve 72 saatlik olmak üzere 3 farklı çeşidi mevcuttur. Tam fiyatlarını buraya koymuyorum ama detaylı bilgi edinebileceğiniz web sitesini bırakıyorum. En azından güncel fiyatlar konusunda şehre varmadan evvel bilgi sahibi olmuş olursunuz. www.visitvalencia.com
VALENSİYA’DA Kİ KONAKLAMA
Bilmeniz gerekenleri listeleme yaparken konaklama noktalarındaki artıları ve eksileri de eklemeniz gerekmektedir listenize. Benim sizlere şurada kalın burada kalından daha çok ne kadar süre ile şehirde kalacağınıza ve sürenizi nasıl verimli kullanacağınıza dair bilgilerimi verme taraftarıyım. Genel olarak şehir 5 farklı bölgede konuşlanmış diyebilirim ama benim sizlere anlatacağım sıkımlar ilk iki bölüm olacaktır. Ki bu da sizler için doyurucu olacağı kanısındayım. Öncelikle kısa süreli konaklama olan kısımdan bahsedeyim.
EL CARMEN BÖLGESİ (Namı Değer Eski Şehir)
Şehirdeki en popüler konaklama destinasyonlarındandır. Ulaşımın tabanvayla olduğu üniversitenin ve müzelerin bulunduğu, tarihi açıdan Valensiya’nın en zengin lokasyonudur. En fazla 2 günlük konaklama yapacaksanız bu kısmı tercih etmeniz sizin için en ideali olacaktır. Barların, restoranların, alışveriş dükkanlarının yoğun olduğu bu bölgede konaklama konusunda her bütçeye uygun olarak mekan bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
LAS ARENAS (Deniz Severlere)
El Carmen bölgesinin de ki kalabalıktan kurtulup güzel bir deniz tatili yapmak isteyenlerin en mükemmel noktası diyebilirim. Upuzun kumsalları, masmavi denizi ile Valensiya’nın bu bölgesini daha çok sevebilirsiniz. Şehirde fazladan 3-5 gün kalacaksanız kafa dinlemek için en ideal bölge diyebilirim. Güneşim yakıcı sıcaklığını denizin ferahlığı ile birleştirmek isteyenler burayı bir kenara yazsınlar. Bölgede lüks otellerden daha çok butik pansiyonlar mevcuttur. Zaten bölgeye geldiğinizde yüksek katlı binalara denk gelmeyeceksiniz.
Bak dayanamadın kısa kısa sizlere diğer bölgelerden de bahsetme kararı verdim.
MARİNA
Valensiya’nın lüks yüzü burada. Lüks severler için en güzel destinasyon. Çok yıldızlı oteller, lüks cadde mağazaları bu bölgede bulunmaktadır.
TURİA NEHRİ
Yeşil severleri nehir kıyısına alalım şöyle. Merkezden bir tık uzakta olsa da kendi çağında bir güzelliğe sahip. Bu gölge kafa dinlemek için, şehrin keşmekeşliğinden uzak nezih bir yer.
EL CABANYAL
Valensiya’nın en az turistik olan bölgesi diyebilirim. Konaklama en az turistik olmasına bakmayın bu bölgedeki konaklama noktaları şehir merkezine göre 3 kat daha ucuz oluyor. Tabi dezavantajlıda yok değil. Şehir merkezine toplu taşıma ile 15 – 20 dakika kadar uzaklıkta.
VALENSİYA MUTFAĞININ NADİDELERİ
Eeee sonuçta Akdeniz şehirlerinden bir tanesindesiniz. Bir de bu şehir İspanya topraklarında olunca iş biraz değişiyor. İspanyanın kendine özgü lezzetlerini de denemeden dönmeyin ama dimi. Şimdi öyle aman aman bir şeyler yazacak diye beklemeyin. İspanya mutfağında ki neler varsa hepsi burada da var. Valensiya şehrinin herhangi bir lezzetine rastladığımı söyleyemem. Burada ki lokal pealla daha bi taze oluyor diyebilirim. Deniz ürünleri severler için burası adeta tazeliğin cenneti desem yeridir. Diğer yandan da eklemek isterim ki pealla restoranlarındaki tuzlu balık salatalarını da denemeden gelmeyin efenm. Bizdeki tuzluk balıklara nazaran farklı bir lezzeti, farklı bir aromaları oluyor. Bitti mi? Hayır! Yemek yedikten sonra bir tatlıyı hak ettik ama dimi. Yerel halk genellikle yemeklerden sonra Llet Merengada adı verdikleri tarçın ve limon tadı olan bir çeşit sütlü yumuşak dondurmayı tercih ediyorlar. Tadı fena da değil açıkçası.
GEZİLECEK, GÖRÜLECEK YERLER LİSTESİ
BİLİM VE SANAT ŞEHRİ (Ciudad de las Artes y las Ciencias)
Aman ne var bunda demeden evvel bi dinleyin. Modern mimarinin güzel örneklerinden biri burası. Beş farklı yapıyı bir araya getiriyor. Bunlar Palau de les Ars Reina Sofia (Opera Binası), Oceanografic (Akvaryum), Agora (Ektinlik Merkezi), Hemisferic (Sinema Salonu) ve Umbracle (Botanik Park). Bu arada belirtmek isterim ki Avrupa’nın en büyük akvaryumu buradadır.
GÜZEL SANATLAR MÜZESİ (Museu de Belles Arts de València)
İspanya’nın en zengin güzel sanatlar müzeleri arasında sayılır. Ortaçağ kilise altarlarından Goya, Velazquez, El Greco, Murillo gibi İspanyol ve Avrupa resminin en usta ressamlarının tablolarını görebilirsiniz.
ESKİ ŞEHİR BÖLGESİ (Ciutat Vella ve Barrio del Carmen)
İsteseniz de istemeseniz de kendinizi burada bulacaksınız. Genellikle kilise, müze ve bir çok tarihi binayı barındıran bölge iyi fotoğraf çıkarabileceğiniz bir ambiyansa sahip. Merkez olarak Bakire Meydanından (Plaza de la Virgin) dışa genişleyen bölge, Arnavut kaldırımlarıyla oldukça romantik bir görünüm çiziyor.
VALENSİYA KATEDRALİ
13. Yüzyılda şehirde bulunan Araplar tarafından camii olarak tasarlanıp inşa edilmeye başlanılmış. Haçlı seferlerinin genişleme evresinde şehir Hristiyanların eline geçince kiliseye çevrilmiştir. (Bizim edatlarımız bunu asla yapmazdı.) Her neyse. Yapı olarak neo-klasik gotik-barok ortaya karışık bi tasarımla oluşturulmuştur. Hristiyanlık alemi için katedral büyük önem arz etmektedir. 2006 yılında 16. Papa Benedich tarafından Hristiyanlıkça kutsal sayılan kutsal kadehlerden birinin bu katedral içinde yer almasıdır. Katedral Bakire meydanında yer almaktadır. (Plaza de la Virgin)
VALENSİYA ARENASI (Plaza de Toros de Valencia)
Normalde bu tarz yerleri gezmem. Ama listeye eklemek istedim. Belki gezmek isteyen arkadaşlar olabilir. Efenm Valensiya arenasındasınız. 1850 ve 1859 yılları arasında inşa edilen bu yapı Roma’daki Kolezyum ve Fransa’da ki Nimes Arenasından ilham alınıp yapılmıştır. Malüm boğa güreşi felam. Haricen içerisinde birde kılışlar kıyafetler felam olduğu bir müzede mevcuttur.
CALLE COLON
1914 yılında Berenguer tarafından inşa edilen Calle Colon, Valensiya’daki Gaudi mimarisine yaklaşan tek bina denilebilir.
KAPALI PAZAR YERİ (Mercado Central)
Buraya bayılıyorum. Valensiya’nın en büyük kapalı pazar yeri. Öyle aman aman eski olmasa bile 1914 yılında inşa edilmiştir ve ilk günkü gibi Pazar yeri olarak kullanılmıştır. Valensiya stili mozaiklerle süslü olan bu kapalı Pazar yerinde her türlü lezzeti bulmanız mümkündür. Özellikle yaz aylarında ziyaret edenlere bir tavsiyem olsun. Sıcaktan bunaldığınızda hemen kendinizi buraya atın. Bardakta satılan taze meyve kokteyllerini asla es geçmek istemezsiniz.
TURİA BAHÇELERİ (Jardines del Turia)
Bir felaketin cennete dönüştürülmesini anlatayım sizlere. Zamanında Turia nehri çokça defa taştığını bilindiği halde yan kısmıza inşa edilen yerleşim yerlerini 1975 yılında bir taşma daha olmasının artından taşınma kararı almışlar. Neredeyse 5800 üzerinde evin harabeye dönmesi ve 80’den fazla kişinin ölmesi büyük bir doğal felaketi yaşamalarına sebep olmuş. Valensiya ciddi oranda maddi ve manevi hasarın ardından İspanya hükümeti bu tarz bir olayın bir daha olmaması için nehrin güzergahını değiştirmeye karar vermiş. Bu anda bulunan eski nehir yatağı şimdiki Valensiya’lılar için bisiklet sürüp zaman geçirecekleri yemyeşil bir alana dönüştürülmüştür. Şehirin kalabalığından kaçıp piknik yapabilmek için en iyi lokasyon diyebilirim.
HAYVANAT BAHÇESİ (Bioparc Valencia)
Sevmiyorum böyle şeyleri işte. Hayvanların doğal ortamlarından alınıp buralara getirilmeleri pek bana göre değil. Yine de bilgilendirme yapıyım sizler için. Gezmek isteyenlere “Şehirde bir hayvanat bahçesi var.”
TORRES DE SERRANOS (Puerta de Serranos)
Valensiya’da ki ortaçağdan kalma gotik mimari stilinde yapılmış ve çok az zarar görüp günümüze kadar yaşamış yapılardan bir tanesini burası. Bu kapılar 12 adet olmakla beraber Serranos Kapıları olarakta bilinmektedir. Valensiya’nın simgelerinden bir tanesi olan bu kapıları ziyaret edip gotik mimarinin büyüsüne bizzat şahit olabilirsiniz.
TORRES DE QUART
İspanya’nın en görkemli tarihi kale kapılarından biri sizleri selamlıyor. Şehri çevreleyen surların ayakta kalmış olan iki kapısından biridir. Yapı yüzyıllardan beri askeri hapishaneden tutun kadınlar hapishanesine kadar farklı amaçlarla kullanılmıştır. Kapı esasen Madrit’e çıkış kapısı olarak ta bilinmektedir.
SU MARKİZİ SARAYI (Palace Of The Marques de Dos Aguas)
Valensiya ziyareti yapacakların dikkatine! Burayı liste başı yapın. 1740 yılında tamamlanan yapı Rococo mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer almaktadır. Tabi Valensiya bir kültür geçiş noktası olduğundan ilk yapıldığında gotik mimarisinden etkilenmiş, 2 asır süren inşat sürecinde de barok sitili daha baskın hale gelmiştir. 1954 yılında Gonzalez Martin tarafından satın alınılmış ve günümüzde seramik objelerin sergilendiği müze olmuştur.
İPEK LOCASI (La Lonja de Seda)
Geç dönem gotik mimarilerinin baş yapıtları arasında yer ala bu bina ipek borsası olarak kullanılmıştır. Valensiya’nın altın çağı olarak kabul edilen, dönemin en önemli mimarı Pere Compte tarafından yapılan yapı ortaçağ kalelerine benzerliği ile dikkat çekmektedir. En önemli bölümü ise sözleşme odasıdır. Spiral şekildeki sütunları odaya girer girmez dikkatinizi çekecektir.
MALVARROSA PLAJI
Gelelim en güzel kısma. Eeee o kadar gezdik tozduk ama değil mi? Ufak bir molayı da hak ettik diye düşünüyorum. İncecik kumların oluşturduğu bir kilometre kadar uzanan bir halk plajından bahsediyorum sizlere. Fazla söze ne gerek tadını çıkartın.
SON NOTLAR
- Üniversite şehrindesiniz ve öğrenciler eğlenmeyi seviyorlar. Sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden gece hayatına bir dalın derim.
- Avrupa’da Barça’dan sonra en fazla öğrenci nüfusunun olduğu yer bu şehir. Onların takıldığı yerlerde takılırsanız hem ekonomi yapmış olursunuz hem de güzel Valensiya mutfağına girmiş olursunuz.
- Eski şehirde gezerken gözünüzü dört açın. Bir anda kaşınıza neyin çıkacağına şaşırabilirsiniz. Eski duvarlar, bar veya mağaza girişleri fotoğraf kareniz için iyi bir malzeme olabilir.
- Gece hayatı genellikle Malvarrosa plajı çevresindedir. Vurdulu kırdılı mekanla burada olmakla beraber biraz daha Irish Pub tarzı barlar da Carmen bölgesinde konuşlanmıştır.
BONUS VALENSİYA FESTİVALLERİ
LAS FALLAS
- Şenlik ateşinin, kuklaların ve fişeklerin karnavalı olarak biliniyor.
- Her yıl Mart ayının 15 ile 19 arasında düzenleniyor.
- Aylar öncesinden büyük emek harcanarak hazırlanan kartondan kuklalar (Ninnots) yakılıyor.
- Devasa boyutta bir şenlik ateşi yakılıyor.
- 19 Mart gecesi festivalin dramatik kapanış gösterisi başlar.
- Oylarla seçilen en güzel kukla yakılmaktan kurtulur ve kukla müzesine gönderilir.
LA TOMATINA
- Her Ağustos’un son çarşambası düzenlenmektedir.
- Dünyanın en büyük yemek savaşına hazır olur.
- Domates festivalinin 1945 yılında iki çocuğun tartışması ile başladığı söylenilmektedir.
- Festivalin yapıldığı kasabanın nüfusu festival döneminde 6 kat artmaktadır.
- Festival boyunca 40.000 kilo domates kullanılmaktadır. Bu da yaklaşık olarak 50 boğanın ağırlığına ve 235.000 ketçap şişesine eşittir.
Festival hakkında bilmeniz gerekilenler;
- Nasıl bir savaşın içine girdiğinizden emin olun.
- İşaret verilmeden savaşa başlamayın.
- Kirlenmesinden korkmayacağınız kıyafetler seçin.
- Oyun içerisinde yer almayanlara domates atmayın, sağlığınız için.